Anasayfa Çevre Kırklareli’nin doğa savaşçıları ağaçları, mağaraları, karıncaları korumak için mücadele ediyor

Kırklareli’nin doğa savaşçıları ağaçları, mağaraları, karıncaları korumak için mücadele ediyor

, admin

GENÇAY KARADERE – Kırklareli

Kırklareli Kent Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu, 2017’den bu yana, gelen ihbarları değerlendirerek, çevre tahribatını önlemek, anıt ağaçları, mağaraları korumak için mücadele ediyor.

Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi bünyesinde faaliyet gösteren Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu, 2017’den bu yana bölgedeki doğal ve kültürel değerlerin korunmasına öncülük ediyor. Kent konseyleri bünyesinde faaliyet gösteren tek çalışma grubu olma özelliği de taşıyan grup, köylünün de desteğiyle aldığı ihbarları değerlendirerek pek çok mağara ve anıt ağacın tespit ve tescil edilmesinde etkili oldu. Çalışma Grubu üyeleri, bölgede planlanan çevre tahribatı yaratabilecek projeleri de denetliyor.

Kırklareli Kent Konseyi Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu Başkanı Kerem Topluoğlu, grubun diğer çevre gönüllüleri ile birlikte, doğal ve kültürel varlıkların korunması için fiili ve hukuki anlamda mücadele etmeye devam ettiğini vurguladı. Topluoğlu, Kırklareli Kent Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren grubun, diğer kentlerdeki kent konseylerine rol model oluşturduğunu da vurguladı. Topluoğlu, şunları anlattı:

Gönüllüler çalışıyor

“Çalışma Grubumuz gönüllülük esasına bağlı çalıştığından üye sayımız belirli değil. Nedeni ise genellikle bulduğumuz verilerin ihbarlarını bölgede yaşayan halkın veriyor olması. Üyelerimizin yaptıkları aslında hiç de küçümsenecek bir iş değil. Zira bir bakıyorsunuz köy kahvelerini tek tek gezerek bölgede yapılacak termik santraller, mermer ocakları ile ilgili köylüyü bilinçlendiriyorlar. Bunu da kulaktan dolma bilgilerle değil alanında uzman bilim insanlarıyla birlikte yapıyorlar. Kimi zaman da onları, yöre halkı tarafından bilinen ancak kültür envanterinde olmayan bir mağarayı aramak için arazide görebiliyoruz. Mağara için çıktıkları yolda bir de nesli tükenmekte olan Avrupa kırmızı orman karıncalarını veya bir anıt ağaç gördüler mi değmeyin keyiflerine, onlardan mutlusu yok. Derhal yaptıkları çalışmaları gerekli kurumlara bildirip onların koruma altına alınmalarını sağlarlar. Ancak bölgede doğaya zararlı bir işlem yapılmak isteniyorsa, o zaman önlerinde kimse duramıyor. Hemen ellerindekini masaya koyuyorlar ve çevre meclisinde bulunan gönüllü bilim insanlarına ne yapabiliriz diye soruyorlar. Bıkmadan usanmadan doğayı korumak için en ufak bir çözüm yolu varsa yine çevre meclisine bağlı gönüllü avukatlarla ÇED sürecine dahil oluyorlar. Bu aşamada, savaş başladı artık onlar için! ‘Savaşın sonucu çok önemli, kazanan geleceğimiz, kazanan doğamız olacak’ diyorlar.”

“Nasıl koruyacağımızı öğretiyorlar”

Çalışma Grubu ile iş birliği içinde çevre mücadelesinde rol oynayan köylülerden biri olan Cemil Ekin ise şunları anlattı:

“Bu çocuklar aslında doğayı korumakla birlikte bize doğamızı tanıtarak nasıl koruyacağımızı öğretiyorlar. Mesela bizim buralarda büyük karıncalar var. Önceden yanından geçip giderdik ama bu karıncaların nesli tükenmekte olan Avrupa Kırmızı Orman Karıncası olduğunu ve sadece Istırancalar’da yaşadığını ve doğamıza olan faydalarını öğrenince nerede görsek bu çocukları aradık. Baştan nasıl diyeyim, bu çocuklar bize samimi gelmedi; günübirlik geldiler anlatıp gittiler diye düşündüm. Ancak kısa süre sonra yine geldiler, fotoğraf çekip gerekli kurumlara bildirdiler, koruma altına alınmalarını sağladılar. Sonra sonra tüm köylü burada karınca var, burada mağara var diye arayıp durduk. Bizim buralarda mermer ve taş ocakları artmaya başladı. Bu ocakların bize faydası yok. ‘Doğamızı katledip su kaynaklarımızı kurutuyorlar’ diye yıllardır söylenip durduk ama dinleyen olmadı. Bize sesimizi hukuk çerçevesinde duyurmayı öğrettiler. Bizim giremediğimiz mağaraları bize sorarak o daracık deliklerden sürünerek girip içinde yaşam var mı diye baktılar. Eğer içinde yaşam varsa o mağarayı da koruma altına aldırdılar ve bu ocakların yapılması istendiğinde masaya koydular. ‘Burada nesli tükenmekte olan karınca var, içinde oluşumu devam eden mağara var’ deyip doğamızı katletmek için gelen kepçeye dur dediler, iyi ki dediler.”

0 yorum
0

Yorum Yapın