Anasayfa Çevre Petrol ve anız yakma Batman’ın havasını solunamaz hale getirdi

Petrol ve anız yakma Batman’ın havasını solunamaz hale getirdi

, admin

METİN YOKSU – Batman

Batman nüfusu, kırdan gelen göç baskısıyla 2007’den 2020’ye kadar yaklaşık iki kat arttı. Bu nüfus artışının yarattığı baskının yanı sıra, faaliyetini hala kent merkezine yakın sürdüren TÜPRAŞ Batman Rafinerisi’nin yol açtığı ve yaz aylarında tarlalardaki anızları yakma alışkanlığının yarattığı çevre kirliliği, Batmanlıların önemli bir sorunu haline gelmiş durumda. Bu önemli sorunu ve çözüm önerilerini Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hasan Argunağa ile konuştuk.

Küresel Hastalık Yükü raporlarının verilerine göre hava kirliliği nedeniyle 2007-2017 yılları arasında ölüm ve sakatlık oranlarında yüzde 17,4’lük bir artış gerçekleşti. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun “Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” raporunun sonuç kısmında ise 2019 yılında, Türkiye’de hava kirliliğine dair yeterli veri bulunan 51 ilin, %98’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sınır değerlerinin, %70’inde ise ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu saptandı. Raporda Türkiye’de 2019 yılında 60 ilde (%74) kanserojen olan ince partikül madde (PM2.5) miktarı hakkında yeterli veri olmadığına dikkat çekildi. Yeterli ölçüm yapılan kentler arasında bulunan Batman ise, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2017 verilerine göre Avrupa’nın havası en kirli kentleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Son üç yıldaysa Batman’ın havası diğer kentlere göre belli oranda temizlenmiş olsa da risk devam ediyor. Batman’da özellikle dönemsel olarak artış gösteren hava kirliliği gözle görülür boyutlara ulaşıyor. Özellikle mısır hasadının olduğu eylül ayının ardından kasım ayına kadar yakılan anızlar ve yaz aylarında TÜPRAŞ ve TPAO tesislerinden salınımı yapılan yakıtlar kirliliği artırıyor. Kentin hava kirliliği oranları, yıl boyunca orta seviyelerdeyken Temiz Hava Hakkı Platformu’nun 2020 verilerine göre yeterli ölçüm yapılamayan kentler arasında Batman da yer alıyor.

Kaynak: Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” , Temiz Hava Hakkı Platformu.

“Kirli duman haftalarca kentin üstünde”

Göç alan bir kent olan Batman’ın nüfusu, 2007’den 2020’ye kadar yaklaşık iki kat arttı. Nüfusun artışına paralel olarak 2017’ye kadar hava kirliliği de artış gösterdi. 2017’den bu yana hava kirliliği görece azalmış olarak görünse de, dönemsel artışlar kirliliğin genel ortalamasını yine de yükseltiyor. Yıllarca kentteki hava kirliliğine ilişkin çalışmalar yürüten Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hasan Argunağa, kentin giderek büyüdüğüne, buna bağlı olarak sorunların da arttığına dikkat çekiyor. Geçmiş yıllarda Batman’da yoğun bir şekilde anız yangınları yaşandığını dile getiren Argunağa, sivil toplum örgütleri ve devlet kurumları ile birlikte çalışmalar yürütülmesi sonucu, kent genelinde anızın yakılmaması gerektiği bilincinin oluşturulduğunu belirtti. Öte yandan kent merkezinde bulunan TPAO ve TÜPRAŞ’ın filtrelerinin olmamasının da hava kirliliğine yol açtığına dikkat çeken Argunağa, bununla da mücadele ettiklerinin altını çizerek, bu tesislerin yol açtığı sorunları şöyle anlattı: “Mevcut kirlilik anız yakmaları, ucuz yakıt biçimleri, doğal gazın olmayışı, kötü kömür kullanımlarıydı. Birçoğu ile mücadele ettik. Ama unutulmamalı ki, Batman’ın ortasında halen petrol tesisleri var. Bir kent için bunlar büyük risk. Geçtiğimiz haftalarda tesisin içinde bir lokanta yandı ve saatlerce söndürülemedi. Bu dahi kent için tehlikeyi gözler önüne seriyor. Her ne kadar filtreler takılsa da, özellikle yaz aylarında kimi mahallelerde kokusu kendini hissettiriyor. Anız yakmalarla ilgili kent genelinde mücadele yürüttük, artık yok. Ama özellikle Diyarbakır’ın Silvan ve Bismil ilçelerinde yakılan anızlar, çukurda bulunan Batman’ın üstüne olduğu gibi geliyor. Ve o kirli dumanlar haftalarca kentin üstünde kalıyor.”

“Ağaçlandırma yok”

Kentin bir ovada olduğunu ve etrafından yeteri rüzgâr alamadığı için tüm kötü havanın kent üstünde biriktiğini anlatan Argunağa, “Kent sürekli göç alıyor ve çarpık bir imarlaşma da bulunuyor. Kent içinde rüzgâr koridorları çok yetersiz. Bundan dolayı da kentin havasının kirli kaldığını söyleyebiliriz. O yüzden önlemler alarak, kentin havasını nasıl temizleriz diye düşünerek adımların daha sağlıklı atılması gerekiyor. Kentte yeteri kadar ağaçlandırma yok. Bırakın kenti, il genelinde doğru düzgün bir ağaçlandırma faaliyeti bulunmuyor.” diyerek hava kirliliğiyle mücadele için ağaçlandırmanın önemine vurgu yaptı.

“Kentte yaşamak imkânsız hale geliyor”

Kent havasının kirliliğinden yoğun şekilde etkilenen Şafak, İpragaz, Petrolkent gibi mahallelerde yaşayan yurttaşlar da durumdan şikâyetçi. Bölgenin pek çok başka kentinde olduğu gibi, Batman’da da yaz aylarındaki yoğun sıcaklar nedeniyle geceleri evlerin çatılarında uyumak yaygın bir alışkanlık. Mahalle sakinlerinden Hüseyin Elçi, ailesinde yaşlıların olduğunu ve yaz aylarında çoğu zaman petrol kokusu nedeniyle bahçeye veya çatıya çıkamadıklarını dile getirdi. Kısa vadede herhangi bir sorun yaşamadıklarına, ama uzun vadede sağlık sorunlarının oluştuğuna dikkat çeken Elçi, “Kirli havalar uzun vadede rahatsızlıklara neden olur. Bu bir felakettir. Özellikle de anız yangınlarıyla birleşince petrol kokusundan dolayı kentte yaşamak imkânsız hale geliyor. Biz çocuklarımız için temiz bir şehir istiyoruz, ama maalesef çocuklarımızın kirli hava nedeniyle hasta olmaları an meselesi.” dedi.

“Kentler kurulurken insan yaşamı da düşünülmelidir”

Pandeminin de etkisiyle uzun süredir evden dışarı çıkamayan Fahrettin Asutay, “Kronik rahatsızlıklar nedeniyle dışarı çıkamıyoruz. Çıktığımız dönemlerde de hava kirliliği bizi etkiliyor. Özellikle yaz aylarında ve havanın sıcak olduğu dönemlerde petrol kokusundan ve anız yakmalarının olduğu dönemde dumandan nefes almamız imkânsız hale geliyor. Bu kentin yaşanabilir bir kente dönmesini istiyoruz. Haydi biz yaşlandık, ama çocuklarımızı korumak istiyoruz.” dedi. Asutay da Elçi gibi anız yangınlarına dikkat çekerek şikâyetlerini şöyle dile getirdi: “Anız yangınları bir çevre katliamıdır. Her sene aynı sorunu yaşıyoruz. Batman’da değil ama, Silvan ve Bismil’de yakılan anızlar bu kenti olumsuz etkiliyor. Buna çözüm bulmalı. Plansız kent yapısı da bu kentin havasının temizlenmemesine neden oldu. Bu kenti rüzgâr alan bir noktaya, daha yükseğe kurmak varken neden bu çukura kurdular? Kentler kurulurken insan yaşamı da düşünülmelidir. Bugüne kadar neden düşünülmedi?”

Anız, enerji üretiminde kullanılabilir

Anız toplayıcılığı yaparak geçimini sağlayan Rüstem Demir ise, toprakta kalan anızın yakılmak yerine toplanabileceğine dikkat çekti. Anızın yakılmasının toprağa, hayvana ve insana büyük zararının olduğunu ifade eden çiftçi Demir, “Bizim gibi anızı toplayarak fabrikalara satan çok kişi var. Anızı yakmak yerine bize verin ya da fabrikaya satın, enerji olsun. Eğer böyle olursa doğa zarar görmez.” diyerek hava kirliliğinin önüne bu şekilde geçilebileceğine işaret etti.

Fotoğraflar: Metin Yoksu

0 yorum
0

Yorum Yapın