AHMET ÇAĞATAY BAYRAKTAR – Uşak
60’lı yıllardan itibaren, Türkiye’de başını Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray gibi isimlerin çektiği Türkçe rock fırtınası esmeye başladı. Moğollar’dan Üç Hürel’e kadar birçok grup, sonradan Anadolu rock olarak da anılacak müzikleriyle tarihe geçti. Anadolu’nun birçok yerinde benzer gruplar kuruldu. Kimi çok kısa sürede dağıldı, kimi ise bulundukları kentlerde büyük iz bıraktı. O gruplardan biri de Uşak’taki Orkestra 64 grubuydu.
Uşak’ta Anadolu Rock Esintisi
Uşak’taki ilk müzik grupları Uşak Halkevi bünyesinde oluşturuldu. Kentteki ilk orkestra ise 1957’de Uşak Şeker Fabrikası bünyesinde kurulan Şeker Caz orkestrasıydı. Repertuvarında caz ve Hafif Batı Müziği bulunan orkestranın kurucusu Cevdet Ötenel; Nihat Divitçioğlu, Ahmet Hizel, Ahmet Baysal, Nezih Öneş, Necati Güngör ve Samim Tümerdi ile Uşak’ta derin iz bıraktı. Orkestraya besteci ve söz yazarı Ergüder Yoldaş da kısa süreli olarak katıldı. Şeker Caz, 1969’da dağılsa da Uşak müzik hayatına hareket getirdi. Uşak Lisesi öğrencileri tarafından kurulan Uşak Lisesi Orkestrası ve Moleküller grubu da şehrin gençlerinin müzikle tanışmalarını sağladı.
Anadolu rock fırtınasından etkilendik
Bu gruplarla aynı dönemde kurulan Orkestra 64 ise en uzun süre varlığını sürdüren grup oldu. 1960’lı yılların ortalarında kapanan Uşak Musiki Derneği’nin enstrümanlarını kullanan Erol Göksal, Sefa Bakar, Semavi Gökçe, Kâmil Boduroğlu ve Doğan Ünlüyurt’tan oluşan Orkestra 64, ilk yıllarda Kare As adıyla müzik yaptı. İlk konserlerini şu an Millet Bahçesi yapılmak için yıkılan Kız Meslek Lisesinde düzenleyen grup 1973 yılında Orkestra 64 adını aldı. 1977 yılında gruba gitarist ve solist olarak katılan Metin Iğdirsel, Orkestra 64’e dahil olmasını şu şekilde anlattı:
“Enstrüman çalmam lisede verilen mandolin eğitimi sayesinde oldu. Buradaki müzik öğretmenim kendi kendime öğrenmeye çalıştığım sırada bana destek vererek, müziğe daha da ısınmamı sağladı. Mandolinden sonra gitar çalmak istedim. O dönemde elektronik gitar kolayca bulunamadığı için babamın bana aldığı klasik gitar öğrenmeye başladım. 1970’lı yıllar Cem Karaca’nın, Kurtalan Ekspres’in, Barış Manço’nun başını çektiği Anadolu rock fırtınası vardı. Biz de bu fırtınadan etkilendik”.
“Sayende Cem Karaca’yı öğrendik”
Uşak’ın ilçelerinde ve çevre illerde konserler verdiklerini söyleyen Iğdirsel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düğünlerde türkü de çalıyorduk, okulların spor salonlarında istediğimiz tarzda şarkılar da çalıyorduk. Bu anlamda repertuvarımız zengindi. Dönemin önde gelen sanatçılarından Cem Karaca’nın seslendirdiği parçalara da konserlerimizde yer veriyorduk. O dönemde plaklar olsa da herkes alıp dinleyemiyor. Kimi zaman bazı parçaları halk ilk kez bizden duyuyordu. Cem Karaca çalıp söylediğimiz için hiçbir zaman olumsuz bir tepki almadık. Hatta bir konserimiz sonrasında hayatında Cem Karaca dinlememiş bir hemşerimiz ‘Sayende Cem Karaca’yı öğrendim, artık hep dinleyeceğim.’ demişti”.
O dönem Cem Karaca ile tanışmanın hayalini kuran gitarist Iğdirsel, şöyle devam etti:
“Bu hayalim gerçekleşemese de 2017’de Moğollar’ın Uşak’a gelmesiyle onlarla tanışma imkânı buldum. Cem Karaca hakkında konuştuk, kendimizden ve müziğimden bahsettim. Bunun üzerine Moğollar ile aynı sahneyi paylaşma imkânım da oldu”.
Unutulmaz Şan Sineması konseri
Orkestra 64, hiç albüm çıkartmadı ve yerel ölçekte kaldı. Ancak Uşaklıların hafızasında hala yer tutuyor. Grubun takipçilerinden Yaşar Kayacık (65), Orkestra 64’ün şehrin eski sinemalarından, şu an düğün salonu olan Şan Sineması konserini unutamadığını söylüyor. Kayacık, “Orkestra 64 her evde radyonun olmadığı 1970’lerde şehrin gençlerini popüler parçalarla buluşturmuştu. O dönemin az sayıda eğlence kaynağı, sinemalar, düğünler ve grubun düzenlediği konserlerdi. Orkestra, 1975’te şehrin tek sineması olan Şan Sineması’nda bir konser vermişti. Konser öncesinde salonun önünde bağlanmış eşek ve atlar görmüştüm. Öğrendim ki konsere şehir merkezine yakın köylerden gelen kişilerin kullandığı hayvanlarmış”.
Şehre nefes oldular
Iğdirsel’in arkadaşı Halil Baransel (68) orkestranın verdiği konserlerin şehrin kültürel yaşamının yanında sosyal yaşamına da katkı sağladığını düşünüyor. Baransel, “Uşak, yetmişlerde günümüzdekinden daha küçük bir yer olsa da daha canlı bir şehirdi. Orkestra 64 biz Uşaklı gençlere o dönem bilmesek de Anadolu rock türünü öğretmiş aslında. 1970’lerde yaşanan sol-sağ çatışması içerisinde Cem Karaca’nın protest parçalarını konserlerinde çalışıyorlardı. Bu sayede fikirlerimizi sadece siyasi anlamda değil, müzikteki yansımalarını hissettik. Verdikleri bir konserde “Tamirci Çırağı”nı çalmışlardı, siyasi bilinci olmayan arkadaşlarımız bile bu parçadan etkilenmişti. Hiç unutmam, bir tamircide çalışan bir çocuk Orkestra 64’ün konserinden duyduğu bu parçayı defterine yazmam için benden yardım istemişti”.
“Anadolu’ya yaydılar”
Müzik yazarı ve eleştirmeni Murat Meriç, Orkestra 64 ve yerel müzik gruplarının, müzik kültürüne yönelik katkılarını değerlendirdi.
1970’li yıllarda yerel müzik gruplarının ülke çapında müziğin yayılması konusunda etkili olduğunu söyleyen Meriç, “Müziğe ulaşma kaynaklarının sınırlı olduğu 1970’li yıllarda Orkestra 64 gibi yerel gruplar, İstanbul’daki en yeni parçaların Anadolu’da tanıtılmasında ve duyulmasında önemliydi. Bu müzik grupları, o yıllarda çıkan müzik dergilerinde parçaların sözlerini ve notalarını öğrenir, konserlerinde bu yeni parçalara yer verirler. Özellikle Anadolu rock grupları 1970’li yıllarda ülkenin tek radyo ve televizyonu TRT, Anadolu rock gruplarına yer vermiyordu. Çünkü TRT’de sadece üç müzik türü yer alabilirdi: Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Türk Pop Müziği. Anadolu rock ise bu türler arasında bir ara form. Moğollar bir Muğla türküsü olan Deniz Üstü Köpürür’ü gitarla çalıyor. TRT’ye göre ise türkü sadece saz ile, sanat müziği kanun ile çalınmalıydı. İsmail Cem’in TRT genel müdürü olmasıyla Anadolu rock da TRT’de kendine yer buldu. Fakat her evde radyonun olmaması sorunu vardı ve Orkestra 64 gibi yerel gruplar da Anadolu rock’ın ve dönemin popüler parçalarının halka ulaştırılmasını sağladı”.
Moğollar ve Kurtalan Ekspres gibi grupların Anadolu’da düzenlediği turnelere de değinen Meriç, “Bu konserler, stadyumlarda veya şehrin sinema salonlarında düzenleniyor ve geniş kitlelere ulaşabiliyordu. Mesela Erkin Koray 1974’te Nazilli’de bir konser vermiş. Günümüzde böyle büyük bir ismin küçük şehirlerde konser vermesi şaşırtıcı olsa da, sanatçılar geniş halk konserleriyle dinleyicilerine ulaşabiliyordu”.
Fotoğraflar: Metin Iğdirsel, Yaşar Kayacık