Anasayfa Editörün Seçtikleri Rusya’daki Türkler anlatıyor: Ekonomik yaptırımlar ülkeyi nasıl etkiledi?

Rusya’daki Türkler anlatıyor: Ekonomik yaptırımlar ülkeyi nasıl etkiledi?

, admin

EMRE GÜNGÖR – İzmir

Rusya – Ukrayna savaşının altıncı ayında Rusya ağır ekonomik yaptırımların baskısı altında… Peki yaptırımlar Rusya’yı nasıl etkiledi? Halk bunlarla nasıl başa çıkıyor? Rusya’daki Türkler ticaretten üretime, gündelik hayattaki etkilerine kadar yaptırımların etkilerini anlattı.

“Kayıt dışı ticaret resmi olanın iki katı”

20 yıldır Rusya’da üretim yapan ve kendi imalathanesini işleten iş insanı Ayhan Bayoğlu, yaptırımların çelik sektöründe sıkıntı yarattığını belirtiyor. Almanya’dan çelik ithal ettiklerini belirten Bayoğlu, Rusya’yla Almanya arasında yaşanan gerilimin Almanya’da gaz fiyatlarını arttırdığını, dolayısıyla çelik sektörünün de büyük ölçüde yaptırımlardan etkilendiğini ifade ediyor.

Rusya sayesinde Türkiye’de tekstil sektörünün yeniden altın çağını yaşadığını belirten Bayoğlu, Türkiye ile karşılaştırıldığında Rusya’nın ekonomik olarak Avrupa’dan çok daha bağımsız bir ülke olduğunu vurguluyor:

“Türkiye bir potansiyel AB ülkesi olarak yıllarca yardım aldı. Bu nedenle Avrupa ekonomisine bağımlı bir ülke. Rusya çoğu üretimini kendi yaptığından dolayı teknolojik aletler dışında büyük bir değişim yok. Fakat daralma yok demek tabii yanlış olur. Rusya ile AB arasında enerji ticareti dışında da büyük bir ticaret hacmi vardı.”

Almanya’nın ağır sanayide ve silah üretiminde kullanılabilecek çeliğe yaptırım uygulaması nedeniyle sanayinin etkilendiğini söyleyen Bayoğlu, “Hammadde bir şekilde bulunuyor. Almanya’dan değil Çin’den getirebiliyoruz. Fakat sorun şu ki, Çin bankaları da SWIFT sistemi ile entegre olmuş. Onlara da para yollayamıyorsun. Böyle sıkıntılar var, ama büyük firmalar işin içine girdiğinde bir şekilde çözülüyor” diyor. 

Rusya’nın banka sisteminde yeni düzenlemeler yapıldığını aktaran Bayoğlu, “Rus bankacılığı SWIFT, ardından kredi kartları için birkaç yol geliştirdi. Şu an ülkede bankalar kendi sistemini kurdu ve iç ticarette hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. Bunun yanında aracı bankalar ile Ruslar, Avrupa bankalarına para gönderebiliyor. Sonuçta bunu yapmak zorundalar, bir anda tüm ticaret durmadı. Yabancı firmalar paralarını tahsil etmek istiyor, borçları olanlar borçlarını ödemek istiyor. Neticede burada hala bir sürü batı firması işlemeye devam ediyor” diyor.

Yaptırımlar ardından birçok Rus firmanın merkezini Türkiye’ye taşıdığına dikkat çeken Ayhan Bayoğlu, Türkiye ve Rusya arasındaki resmi olmayan ticaretin, resmi ticaret rakamlarından iki kat daha fazla olduğunu belirtiyor:

“Türkiye’den Rusya’ya 10 ürün gidiyorsa ancak 1 tanesi resmi olarak kayda geçiyor. Ürünler bavul içinde gidiyor, rakamlar farklı gösteriliyor veya farklı rotalardan ticaret akışı sağlanıyor. Rusya – Türkiye ticareti kesinlikle söylenen rakamlardan çok çok daha fazla. Şimdi daha da artacak umarım.”

Rusya’nın kuzey şehirlerinin hiçbir zaman yaptırımlardan etkilenmeyeceğini söyleyen Bayoğlu, yeraltı madenlerinin Rusya’nın kuzeyinde çıktığını, bu nedenle kuzey şehirlerinin diğer şehirlere göre refah içinde yaşadığıını belirtiyor. Bunun yanı sıra Rus devletinin halkına oldukça büyük destekler sağladığının altını çizerken, devletin nüfusu arttırma politikası güttüğünü de ifade ediyor. Ekonomik daralmanın devlet desteği ile aşıldığını söyleyen Bayoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Rus halkının yüzde 90’ı dış politika adımlarını destekliyor. Bununla birlikte, olay sadece Rusya’da bitmiyor. Rusya’da zaten hayatı idame ettirecek bütün tarım ürünleri yetişiyor. Tek fark, teknoloji dışarıdan geliyor. Fakat, Rusya bugün dünyaya ağaç ihracatını durdursa, bakır ve alüminyum ihracatını durdursa, Türkiye’dekiler de dahil dünyada birçok sektör çöker. Kendi işimden söylüyorum, Rusya’nın dünyaya sattığı hammaddenin haddi hesabı yok. Bu sadece petrol, doğal gaz değil. Rusya’nın gübresi var, bakırı var, değerli madenleri var” diyor.

Bayoğlu, sözlerini şu cümlelerle bitiyor:

Sadece ticari ilişkiler de değil. Rusya ve Türkiye arasında bir tarih var. Milletler uzun zamandır iç içe yaşıyor. Bugün Rusya’da birçok Karadenizli iş adamı var. Türkiye’nin doğusundan birçok işçi geliyor. Rusya’da evlenip aile kurmuş on binlerce Türk var. Bu bağların kopması mümkün değil.”

“Rusya ekonomik yaptırımlara 8 senedir hazırlanıyor” 

Yaklaşık 15 yıldır Rusya’yı düzenli aralıklarla ziyaret eden Ajans Kırım Editörü Vasfi Sel, Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettikten sonra yaşadığı ekonomik şokun ardından, ülkenin gelecek yaptırımlara hazırlandığını belirtiyor.  Sel, savaşın başında döviz almanın yasaklandığı Rusya’da şu an döviz alma yasağının tamamen kalktığını belirtirken, yaptırımların ardından bazı Batılı şirketlerin ülkeden çekildiğini, bazılarının da aynı tedarik zinciri ile Rus yatırımcılar tarafından yeniden açıldığını ifade ediyor. Yaptırımlardan sonra Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği üyeleri başta olmak üzere Çin, Kazakistan, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler aracılığıyla ticarete devam ettiğini belirten Sel, Rusya’nın “dost olmayan ülkeler” listesi dışındaki ülkelerle ilişkilerine dikkat çekiyor:

“Rusya’nın ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada, Japonya ve Avusturalya gibi ‘dost olmayan ülkeler’ dışında, dünyanın geri kalan ülkeleriyle ticareti devam ediyor. Çin, Hindistan, Orta Doğu ve Latin Amerika ülkeleri çok büyük pazarlara sahip. Bunun yanında BRICS platformu da var. Yani Rusya ekonomik olarak izole edilebilmiş değil. Bunu Batılı uzmanlar da kabul ediyor. 24 Şubat’ta özel harekât başladıktan sonra Rusya’da da bir fiyat yükselmesi oldu tabii ki. Fakat dünyadaki genel ekonomik krizi değerlendirdiğimizde, fiyat artışları normal seviyelerde arttı. Temel bir ürünün fiyatı özel harekâtın başında artsa da, bugün fiyatlar genel anlamda düştü.”

Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığına da değinen Sel, “Rus halkı ve devleti, Batı’nın gerçekten Rus gazından vazgeçebileceğine inanmıyor ve bir noktada bu yaptırımların yavaş yavaş kalkacağını düşünüyorlar. Bariz bir örnek olarak, Rusya’dan alınan gübrelere de bir ambargo vardı, ama bir süre sonra bu ambargo kalktı. Rus bankalarına yönelik bazı ambargolarda da oynamalar yapıldı. Rusya’daki alt sınıfın hayatında bir değişiklik olmadı çünkü temel ürünlerde büyük bir fiyat değişimi yaşanmadı. Orta sınıfta ise başta bir ekonomik daralma yaşansa da şu an çoğunlukla toparlandı. Ayrıca yaptırımlar Batı’ya da zarar verdiği kadar, belli bir süre sonra Rusya için de anlamını yitiriyor. Bu nedenle kimse yakın gelecekte Rusya’da büyük bir daralma beklemiyor” diyor. 

“Doğalgazın rubleyle satılması paraya güveni artırdı”

2018 yılından beri Rusya’da eğitim gören Kerem Gül, savaşın başlamasının günlük hayatı pek de etkilemediğini söylüyor. Özellikle temel yaşam ürünlerinde çok az bir artış olduğunu belirten Gül, halkın yaptırımlardan etkilenmediği belirtse de uluslararası ticaret yapan iş insanlarının belli açıdan zarara uğradığını ifade ediyor. Bunun yanında, savaştan sonra hükümete her anlamda güvenin arttığını belirten Gül, Rusya’nın gazı ruble ile satması sayesinde rublenin büyük bir değer kazandığına ve bunun prestij de sağladığına dikkat çekiyor. 

Rusya’nın ithal ettiği teknoloji ürünlerinde büyük fiyat artışları olduğunu söyleyen Gül, “Yaptırımlardan dolayı Iphone gibi Amerikan üretimi ürünler artık Rusya’da satılmıyor. Elde kalan ürünlerin fiyatı ise oldukça arttı, Türkiye’den bile çok daha pahalı. Eskiden teknolojik ürünler ucuz olduğu için Rusya’dan alınırdı, Türkiye’ye getirilirdi” diyor. Buna karşın araba ve ev almak isteyen kişilere 10-15 yılda ödenebilecek krediler verildiğini söyleyen Gül, bu uzun süreli ve az faizli krediler ile halkın alım gücünün desteklendiğini altını çiziyor.  

Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkarılmasının en büyük yaptırım olduğunu söyleyen Gül, bunun gündelik hayata çok yansımadığını, fakat Rusya’daki yabancı yatırımcıları neredeyse tamamen felç ettiğini vurguluyor. Batı bankalarıyla para akışının neredeyse tamamen durduğunu söyleyen Gül, Bitcoin gibi kripto borsaları yoluyla veya diğer yollarla ülkelerden para akışının sağlanmaya çalışıldığını belirtiyor. Kerem Gül, Rus hükümetinin politikalarını “ülke çıkarlarına uygun” olarak yorumluyor, ancak genç kesimin hükümeti çok fazla desteklemediğini de belirtiyor. 

0 yorum
8

Yorum Yapın