Anasayfa Çevre Tarımsal zirai atıklar çevreye tehlike saçıyor

Tarımsal zirai atıklar çevreye tehlike saçıyor

, admin

RAMAZAN ELES – İstanbul

Türkiye’de her yıl zirai ilaçlamada kullanılan binlerce tonluk ilacın ambalajı, hiçbir önlem alınmadan olduğu gibi doğaya bırakılıyor. Doğaya bırakılan pestisit atıkları çevre ve toplum için büyük tehlike kaynağı.

Geçmişte kentsel alanlar, maden bölgeleri, endüstriyel alanların çevre kirliliği sorunu hakkında pek çok görüş dile getirildi ama kırsal alanlarda, özellikle dağlık kırsal alanlarda çevre kirliliği sorunu neredeyse göz ardı edildi. 

Türkiye’de tarımsal üretimde zirai ilaç, yani “pestisit” kullanımı her geçen gün artıyor. 2012’de 42 bin 611 ton olan pestisit kullanımı 2015’ten sonra hızlı bir artış göstererek 2020 ve 2021 yıllarında 53 bin ton seviyelerine ulaştı. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2021 yılında pestisitin en fazla kullanıldığı il 4 bin 71 tonla Antalya oldu. Bu ili Mersin, Manisa, Adana, Bursa, Aydın, İzmir, Konya, Malatya ve Çanakkale izledi.

Pestisit kalıntıları ve su kalitesine etkileri

Pestisitler, bitkilere zararlı organizmaları yok etmek için kullanılan toksik ilaçlardır ve kimyasal bileşiklerden oluşur. Pestisitlerin yayıldığı ortam genellikle açık havadır; böylece meyve ağaçlarının ve sebze ya da hububatın ekilip dikildiği toprağı, suyu ve havayı kirletir. Püskürtülen pestisit miktarı bitki tarafından sadece kısmen emilirken, bir kısmı toprak, su ve havada tutulur. Bu tutulan partiküller rüzgar, yağmur ve kar gibi doğa olaylarının da etkisiyle çok geniş  bir alana yayılabilir. Pestisitlerden kalan partiküller aynı zamanda suyu kirleterek suda yaşayan organizmaları da etkiler. Pestisitlerin ayrıştırılması genellikle çok zordur; on yıllarca toprakta kalabilir ve yeraltı sularını etkileyebilir. Her yıl su kaynaklarının pestisitler ile kirlenmesi nedeniyle çok sayıda kişi hayatını kaybediyor. Bunun da ötesinde pestisitler cilt hastalıklarına ve kansere de neden olur.

“Su aldığımız derede su içen birçok hayvan telef oldu”

Konu hakkında görüştüğümüz Adıyamanlı çiftçi Harun Polat, her ekim döneminde yabani otları ve böcekleri öldürmek için zirai ilaçları kullandıklarına dikkat çekti.

Bu nedenle her geçen yıl daha fazla ilaç atığı ortaya çıktığını dile getiren Polat, “Özellikle son yıllarda yabani otların daha fazla artması ile daha fazla ilaç kullanmaya başladık. İlaç pompalaması için suyu dereden alıyoruz. Ardından bu atıkları su kenarına atıyoruz. Çünkü bunları atacak bir yer yok ya da toplamakla uğraşmak istemiyoruz” dedi.

Geçmişte daha az ama daha etkili ilaçları kullandıklarını ifade eden Harun Polat, geçmişten bu güne pestisit kullanma alışkanlıklarındaki değişimi şöyle ifade etti: “Eskiden tüm yabani otlar ve böcekler için sadece bir kere ilaç kullanırken şimdi her bir yabani ot ve böcek için farklı farklı ilaçlar kullanmaya başladık. Bu ilaç atıklarını önceden toplayıp yakardık ama daha sonra atık sayısı çoğalınca göz ardı etmeye başladık. Buradaki herkes tarımla uğraşıyor ve çok fazla zirai ilaç kullanılıyor. Her bir köşede bir tane zirai atık görebilirsiniz. Buralardan çocuklarımız gelip geçiyor, hayvanlar geçiyor en kötüsü de bunlar dereye karışıp dereyi kirletiyor. Bunlar hem bize hem de doğaya zarar veriyor. Bizler de tam olarak bu atıkları ne yapacağımızı bilmiyoruz.” 

Sümer: Ekolojik denge bozuldu, daha çok ilaç kullanıyoruz

“Ekolojik dengenin bozulmasından dolayı son birkaç yılda daha önce hiç kullanmadıkları kadar tarımsal ilaç kullanır hale geldiklerine dikkat çeken Besni Ziraat Odası Başkanı İsmail Sümer’se bunun nedeninin ekolojik dengenin bozulmasıyla ortaya çıkan, daha da inatçı hale gelen ve kendilerinin zararlı olarak gördüğü bitki ve örümcekler olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:  “Yöredeki çiftçilerin çoğu bu ilaçları hiçbir güvenlik önlemi almadan kullanmakta. Bu da haliyle hem çiftçiler için hem de çevre için ciddi tehlike arz ediyor.”

Çiftçilerin tarımsal ilaç kullanımında bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Sümer, “Çiftçiler kimyasal tarım ilaçları kullanırken sadece kendilerini değil o bölgede yaşayan diğer insanların, hayvanların ve diğer tüm canlıların yaşamını tehlikeye atıyor. Evet, tarımsal ilaçlar olmasa çiftçi verim alamaz ama en azından yetkililer bu konuda daha çok çaba sarf etmeli” dedi.

Tarım işçileri zehri vücutlarında taşıyor

BMC Public Health adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, dünyadaki 860 milyon çiftçi ve tarım işçisi arasında pestisit zehirlenmelerinin yol açtığı ölüm sayısı yılda yaklaşık 11 bin olarak veriliyor.

Çukurova Üniversitesi’nden Dr. Saliha Çelik tarafından yapılan bir araştırmaya göre de Adana Ceyhan’daki 66 tarım işçisi ve çiftçiden alınan saç ve kan örnekleri çarpıcı sonuçlar verdi: Çiftçilerin hepsinin saçında en az 1 tarım zehiri var. 66 çiftçinin saçlarında toplam 31 farklı tarım zehiri var. Çiftçilerin %94’ünün kanında en az 1 tarım zehiri var. Kontrol grubundaki tarımla ilgisi olmayan 66 kişiden 55’inin saçında, 52’sinin kanında pestisit tespit edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün verilerine göre de, iktidarsızlıktan nefes darlığına, baş ağrısından kilo kaybına kadar pek çok sağlık sorununun birinci dereceden sorumlusu  pestisitlere maruz kalmak. 

Avrupa ve Türkiye’de pestisit kullanımı

Greenpeace, Avrupa Birliği ülkelerinde kullanımı onaylanmış 520 adet pestisit etken maddesi arasında 76 adet pestisitin sağlık ve çevre kriterleri açısından uygunsuz bulunduğunu belirtti ve bunları “kara listeye” dâhil etti. Gıda mühendisi Bülent Şık tarafından daha önce Bianet’te yayınlanan bir raporda ise AB’ye gönderilen tüm ürünlerin yüzde 25’inin tüketime uygun olmadığı, yüzde 20’sininse AB tarafından yasaklanan pestisitler tarafından kirlenmiş olduğu ortaya çıkmıştı.

0 yorum
1

Yorum Yapın