CİHAT ÖZTÜRK – Gaziantep
“Dünyamız, ne büyük mutluluktur ki on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her kültürün bir rengi, bir kokusu vardır. Dünyamızın bir çiçeğinin koparılması, dünyamızdan bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır.”
Yaşar Kemal
Kovidli günlerimiz geride mi kaldı bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey varsa yaklaşık üç yıl boyunca bizi esir alan salgın sonrası, doğanın ve nefes aldığımız alanların kıymetini artık daha iyi biliyoruz.
Yine bu dönemde şunu anladık ki doğa, mekân, insan ilişkisi yeniden tasarlandı. Bu ilişki özellikle modern ve kapitalist yaşam tarzıyla birlikte biçim değiştirdi. Betonla sarılı hayatlarımız gündelik minimal yaşam alanlarımızı boğmakta. Bu da bizi doğaya daha fazla itmekte. Doğa insanı iyileştirir, doğaya ait bitkiler ve şifalı otlar daha fazla iyileştirir.
İşte İstanbul’un ortasında kalan Zeytinburnu Tıbbi Bitki Bahçesi de böyle bir alan. 2005 yılında, 14 dönüm alan üzerinde kurulan tıbbi bitkiler bahçesi kendi dalında ilk olma özelliğini taşıyor. Toplam 700’ün üzerinde tür barındıran bu doğal yaşam alanı monografi denilen tıbbi bitkiler üretiyor.
Türkiye’nin her tarafından ve yurt dışından getirilen organik bitkiler özüne uygun olarak kimyasal gübre ve ilaç kullanılmadan toprakla buluşturuluyor. Bizans ve Osmanlı’dan beri şifa dağıtan Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi, inşaat alanlarının çoğalmasıyla betona gömülen, çölleşen, yeşil alanların azaldığı İstanbul’da bir vaha olma yolunda.
Tıbbi Bitkiler Bahçesi tüketimin artığı, doğal yaşam alanlarının günümüzde daha da daraldığı hayatlarımızda başta nesli tükenmekte olan bitkiler olmak üzere birçok türe hayatiyet kazandırıyor.
İşte um:ag -İstanbul Bienal desteğiyle hazırlanan “Dünyadan Saklı Hikayeler” programı için anlattığımız Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin hikayesi ve çalışmaları:
Gündelik Yaşama Doğal Çözümler
700’ün üzerinde tıbbi bitki türünün yetiştirildiği Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde gündelik yaşamda halkın rahatlıkla tüketeceği ürünler üretiliyor.
Keskin kokusuyla zihinleri açan kahve ağaçlarının yanı sıra, yara ve yanık izlerine iyi gelen aloe vera bitkisi, yaz aylarında rahatsız edici olan sivrisinek kovalayıcısı doğal aromatik bitkiler bu yaşam alanında üretilen bitkiler arasında bulunuyor.
İnsan ruhuna ve bedenine iyi gelen, lavanta, limon, karanfil, kekik gibi bitkiler ise burada üretilen ürünlerden bazıları.
Gönüllü bahçıvanlık ve stajyerlik eğitimi veriliyor
Halkın katılımına açık olan Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde gönüllü bahçıvanlığın yanı sıra stajyerlik eğitimi veriliyor. Hiç kimseye kısıtlama konulmadan, saat farkı olmaksızın, (İsterseniz yarım saat, isterseniz 5 saat) teknikerlerle çalışma fırsatı bulacağınız tıbbi bitkiler bahçesinde aynı zamanda, tıbbi bitkiler yetiştiriciliği atölyesi, gıdaların yapılarının nasıl korunacağı, sanata dair bilimsel bilgi, illüstrasyon eğitimi, merhem, sabun ve genel olarak 3 dalda olmak üzere hekim, eczacı ve halka yönelik eğitimler de veriliyor.
Kompost yöntemiyle çevreci bir alan yaratılıyor
Halkın yararına ürünlerin satışının yapıldığı tıbbi bitkiler bahçesinde zararlı olan bitkiler dönüşüm yoluyla fitoterapi ve aroma kurslarında kullanılıyor. Organik madde ürünlerinin Türkiye ortalamasının yüzde 4,4 üzerinde olan, araziden çıkan bitki atıklarının kompost yöntemiyle yeniden doğaya kazandırıldığı bu ortamda çevreci bir alan yaratılıyor.
Girişlerin ücretsiz olduğu tıbbi bitkiler bahçesinde aynı zamanda burada yetiştirilen ürünlerin anlatıldığı kitaplar da bulunmakta. Tıp tarihinden geleneksel tıbba, bitkilerle ilgili çalışmalar, bir dönem burada da yaşayan Merkez Efendi’nin yaşamını anlatan kitaplara ulaşabiliyorsunuz. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin web sayfasında kitaplar PDF şeklinde yer alıp ücretsiz olarak indiriliyor.
“Zeytinburnu Tıbbi Bitki Bahçesi birçok projeye model oldu”
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ni 2003 yılında proje olarak Zeytinburnu Belediyesi’ne sunan ve 2005 yılında yaşama geçirilmesinde büyük katkıları olan Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Dinçer Çekin, bahçenin hikâyesini şu şekilde anlatıyor:
“Batıda akademik bahçelerin tarihi 500 yıla yaklaşıyor. Botaniğin tıptan bağımsız bir bilim dalı olmaması ve ilaçların bitkiler olması dolayısıyla, ilk botanik bahçeleri tıbbi bitki bahçesi gibi fonksiyon görmüş. Türkiye’de de ilk botanik bahçesi tıp fakültesi yanında kurulmuş.
Tıbbi bitkiler bahçesi fikrini 2003 yılında Zeytinburnu Belediyesine sundum. Bahçe 2005 baharında hizmete açıldı. Türkiye’nin faal ilk tıbbi bitki bahçesi. 14 dönümlük alanda bugün 700’ü aşkın tıbbi bitki yetişiyor. Hepsi etiketli; etiketlerin bir bölümünde bulunan QR kodlar vasıtasıyla bitkiler hakkında geniş ve sesli bilgi alınabiliyor.
Bahçede gübre, pestisit, herbisit olarak herhangi bir kimyasal kullanılmıyor. Ekibimiz, uzman hekim, ziraat yüksek mühendisi, doktor biyolog, bahçe ziraat teknikeri, tıbbi ve aromatik bitkiler teknikeri, organik tarım teknikeri ve 6 yardımcı personelden oluşuyor.
Bu tematik bahçede amacımız, günümüzde dahi ilaç yapımı için ‘kopya veren’ bitkileri tanıtmak, etkin ve güvenli kullanımlarını teşvik etmek, kültür altına alınmalarını özendirmek, tohum kaynağı oluşturmak, bitki çeşitliliğinin korunup geliştirilmesine katkıda bulunmak, ülke dışından gelen bitkilerin adaptasyonunu sağlamak, araştırmalara imkân vermek, kurumlara ve kişilere danışmanlık yapmaktır. Bahçemiz bugüne kadar birçok projeye model oldu, materyal sağladı.”
“Muz yaprakları ve turunçgil kokularıyla büyüleniyorsunuz”
Tropikal seramıza girdiğinizde kendinizi bir filmdeymiş gibi hissediyorsunuz diyen Dr. Öğr. Üyesi Çekin, sözlerini şu şekilde sürdürüyor:
“Ülkemizin ve yeryüzünün bitki çeşitliliği içinden birçok örneği İstanbul gibi bir metropolün ortasında bir arada görünce hem şaşırıyor hem seviniyorsunuz. Tropikal seramıza girdiğinizde kendinizi bir filmdeymiş gibi hissediyor, muz yaprakları, turunçgil kokularıyla büyüleniyorsunuz. Güneş Saati ve Tabiat Takvimi sayesinde günün ve mevsimlerin döngüsünü takip edebiliyorsunuz. Arka bahçemizde farklı türde canlılar özellikle küçük misafirlerimiz için neşe kaynağı oluyor. İlk kez hindi, tavus kuşu, değişik tavuk ve tavşan türleri görüyorlar. Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi hareketli hayatımızda bir nefes. Adeta bir terapi alanı.”
“Bahçenin günlük rutinlerini tabiatın döngüsü belirliyor”
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin her mevsimde görülmesi gereken bir yer olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Çekin, şunları kaydetti:
“Bahçenin en canlı olduğu ilkbahar ve yaz ayları rengârenk, mis kokulu, farklı tatlarda birçok bitkiyi görebileceğiniz; sonbahar ve kış ayları ise ilginç tohumlara ve farklı renk dönüşümlerine şahit olabileceğiniz bir alan. Günlük rutinler bitki bakımları, bahçe tanıtımları, okul ve öğrenci rehberlikleri, eğitimler ve danışmanlıklardan oluşuyor. Bu rutinlerin yoğunluğunu tabiatın döngüsü belirliyor. Desteklerini hep hissettiğimiz gönüllü çalışanlarımızı da unutmamak gerek.”
“Yurt dışından öğrenciler staj için geliyor”
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesinde her bitkinin ekim, dikim, hasat dönemlerinin değiştiğinin anlatan Dr. Öğr. Üyesi Çekin, şöyle konuştu:
“Hangi dönemde gelirlerse gelsinler, bütün ziyaretçiler bahçenin bir farkındalık yarattığını ifade ediyor. Türkiye’nin hemen her şehrinden, hatta bazı programlarla yurt dışından her yıl 30-50 öğrenci stajyer olarak kabul ediliyor. Bu öğrenciler bahçemizin uygulama eğitimleri için sunduğu geniş imkân sayesinde mesleki tatmin yaşadıklarını belirtiyorlar. Yaş, meslek, eğitim kriteri olmadan her ilgiliye açık olan gönüllü bahçıvanlık uygulamamız, ufuk genişleten bir eğitim faaliyeti olarak tanımlanıyor.”
Sağlık Çevre Okulu ziyaretçilerin hayatına dokunuyor
İnsanların bu bahçeye neden gelmeli sorusunu yönelttiğimiz Dr. Öğr. Üyesi Çekin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bahçemizin ziyaretçilerimize vaadi, şehrin içinde şehrin dışındaymış hissini yaşatmak, tabiat özlemini gidermek, tabiatı gözleme fırsatı vermek, evde, bahçede, balkonda, terasta ve hatta küçücük saksılarında bile tabiata yer ayırabileceklerini göstermektir. 120 kadar farklı eğitim içeren ve her yaştan insana hitap eden Sağlık Çevre Okulumuz da ziyaretçilerimizin hayatlarındaki güzel değişiklikler için bir başlangıç noktası olabilir.”