Anasayfa Dünyadan Saklı Hikâyeler Çok eylemli, çok sesli, kompleks bir sergi

Çok eylemli, çok sesli, kompleks bir sergi

, admin

YASEMİN CANBAZ – İstanbul

17. İstanbul Bienali edisyonu kapsamında, Merkez Rum Kız Lisesi’nde sergilenen, Marco Scotini kuratörlüğü ve Can Altay işbirliği ile hazırlanan benzersiz bir anlatı: İTAATSİZLİK ARŞİVİ…

19. yy’da temeli bağış üzerine atılan ve sekiz ayda yapımı tamamlanan güzide ve anlamlı bir yapı; Beyoğlu Merkez Rum Lisesi. İstanbul’da şimdiye dek açılmış olan altı Rum lisesinden yalnızca biri ve neredeyse iki asır boyunca kuruluş amacı olarak yoksul kız çocuklarının eğitimini üstlenmiş. 1999 yılında öğrenci yetersizliğinden dolayı kapanan okul, şimdilerde 17. İstanbul Bienali mekânlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

Direniş ve mücadele üzerine itaatsizlik 

Yüzyıllar boyunca toplumların dolaylı ya da doğrudan sebeplerle dokunduğu, bir hak mücadelesi olan direniş ve mücadele ruhu, bu yıl Bienal kapsamında Merkez Rum Kız Lisesi’nin zemin katında görsel ve işitsel alanlardaki izlenimlerin arşivsel nitelikteki kaydını tutarak karşımıza çıkıyor. Küratör, yazar ve sanat eleştirmeni Marco Scotini, farklı zaman ve mekân formlarından süregelen sayısız direnişi bu çalışmada sanat izleyicileriyle buluşturuyor. “Adaletsizlik kanuna dönüştüğünde direniş göreve dönüşür” vurgusundan yola çıkarak, tarih boyunca karşımıza çıkagelmiş itaatsizlik üzerine tüm söylemlerin bir noktada hem izleyicisi hem de ortağı olduk. Bu bağlamda Bienal’in bu yılki dokusunun, hem sergi hem de genel olarak sanata bakışımız ve onu algılayışımız perspektifinde güçlü bir empati duygusuyla iç içe geçmiş olduğunu kolaylıkla gözlemleyebiliriz.

Marco Scotini’nin 2005 yılından beri üzerinde çalıştığı “İtaatsizlik Üzerine” çalışması, 2013 Gezi Direnişi’ni de arşivine ekleyerek 2014 yılında İtaatsizlik Arşivi (Park) adıyla Galeri Salt’ta karşımıza çıkmıştı. Üzerinde yaşadığımız gezegende, bir kara delik misali içine her yeni gün yeni bir kavramsal hak direnişini dahil edebileceğimiz bu çok ögeli sanat prizması, feminizm başlığı altında kadın hareketleri ve toplumsal cinsiyet eşitliği, ekosistem ve çevrecilik eylemleri, totaliter rejim ve sömürgecilik karşıtlığı gibi güçlü tematik vurgulara sergi kapsamında bir slogan ekliyor: Ders Bitti. Buna benzer olarak farklı bir ekranda oldukça tanıdık başka bir slogan daha görüyoruz: Kayyum Rektör İstemiyoruz.

Yurttan atılan üniversite öğrencisinin sesi 

İnsanlık tarihi boyunca kimi zaman toplumsal hafızanın karanlık, unutkanlık dehlizlerinde dolandık durduk. Kendimizi ya da çevremizi korumak adı altında konuşmadığımız, konuşamadığımız her an daha fazla zarar görebileceğimizi unuttuk. Görmedik, duymadık, sustuk ve oturduk. Şimdilerde pek de unutabileceğimiz bir mesafeden değil, oldukça yakınımızdan çığlık atan üniversite öğrencisi Burak Başer, yakın zamanda itaatsizlik üzerine aslında hepimize çok şey anlatıyor.

Bir aylık yurt parasını ödeyemediği gerekçesiyle kaldığı Esenyurt KYK Erkek Öğrenci Yurdu’ndan atılan Burak Başer, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’da eğitim görüyor. Başer’in yaşadığı mağduriyeti twitter’da dile getirmesinin akabinde sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek yurttan apar topar ayrılması istendi. Başer, yaşadığı olay sonrası Esenyurt KYK Erkek Öğrenci Yurdu’nun önünde, Pazartesi ve Perşembe günleri saat 16:00 ile 18:00 arasında oturma eylemi yapmaya başladı. 

İki talebim var: Barınma ve parasız eğitim

“Yoksulluğun, tweet atmanın suç olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Gün geçtikçe depresyon hapı kullanan yaşıtlarımın sayısı artıyor, sıra arkadaşlarım geleceksizlikten intihar ediyorlar. Enes Kara örneği hepimizin hafızasında tazedir. Biz, yoksulluk çekiyor, barınamıyor, geçinemiyor ve eğitim hakkımızdan mahrum bırakılıyoruz. Üstüne üstlük hakkımızı aradığımızda, bir tweet dahi attığımızda cezalandırılıyoruz” diyen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi, oturma eyleminin iki talebe dayandığını şu sözlerle dile getiriyor:

“Temel iki tane talebim var. İlki; yurda geri alınmak istiyorum. Yurdun parasını bir ay geciktirmek yurttan atılma sebebi sayılamaz, tweet atmak yurttan atılma gerekçesi sayılamaz. Bu yönüyle ilk talebim, benim barınma hakkımın ve benim gibi barınamayan bütün öğrenci arkadaşlarımın barınma hakkının sağlanması ve diğer talebim de parasız eğitim. Barınma hakkım tekrar geri verilene kadar mücadelemi sürdüreceğim.”

0 yorum
1

Yorum Yapın