Anasayfa Dünyadan Saklı Hikâyeler Merkez Rum Kız Lisesi

Merkez Rum Kız Lisesi

, admin

ELİFCAN YÜKSEL – İstanbul

Öğrencilerine 1999 yılında veda eden Merkez Rum Kız Lisesi’nin terkedilmiş koridorları ve birçok bitkiye nefes olan bahçesi, 17. İstanbul Bienali kapsamında ziyaretçilere açıldı.

İstanbul Beyoğlu’nda bulunan ve 138 yıl önce eğitim hayatına başlayan Merkez Rum Kız Lisesi, İstanbul’daki Rum nüfusunun azalmasıyla birlikte, 1999’da artık öğrencisi kalmayınca eğitim faaliyetlerini durdurdu. Fakat hiçbir zaman kapanmadı. Resmi olarak hâlâ açık olan lisenin, bir müdürü de var.

Maddi imkânları kısıtlı çocukların eğitimine destek vermek amacıyla kurulan okul, Cumhuriyet Dönemi’nde sistemini değiştirerek paralı okul haline geldi

Birçok kaynakta yoksul kız çocuklarını okutmak için inşa edildiği söylenen Merkez Rum Kız Lisesi’nin kuruluş amacını ve tarihini doğru bir şekilde okuyabilmek için dönemin Beyoğlu’nu ele almak oldukça elzem. 20. yüzyıl başlarında farklı sosyoekonomik koşullara sahip insanları bünyesinde barındıran Beyoğlu’nda güçlü maddi imkanlara sahip insanlar olduğu gibi, maddi imkanları kısıtlı insanlar da yaşıyordu. Tam da bu esnada kısıtlı maddi imkanlara sahip çocukların öğrenim görebilmesi vizyonuyla yola çıkan Merkez Rum Kız Lisesi, dönemin şartlarında eğitim alanında bir atılıma da imza atmış oldu. Merkez Rum Kız Lisesi mezunu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Ersi Abacı Kalfoğlu, lisenin maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocuklarına eğitim verebilmek amacıyla yola çıktığını ve Cumhuriyet Dönemi’nde sistemini tamamen değiştirerek paralı bir okul haline geldiğini belirtiyor ve ekliyor: “Abdülhamit zamanında paralı insanlar ve tüccarlar eğitim faaliyetlerine destek veriyorlardı. Osmanlı Bankası’nın kurucusu zengin bir kişinin eşi olan Eleni Zarifi’nin okula bağış yapmasıyla açılan Merkez Rum Kız Lisesi, Cumhuriyet Dönemi’ne gelindiğinde sınıfların çoğalmasıyla beraber, ekonomik imkânları düşük insanların okulu olmaktan çıkarak diğer okullarla ciddi anlamda yarışan, başarılı öğrenciler yetiştiren bir lise haline geldi. 600 civarında öğrencinin eğitim gördüğü lisede kız çocuklarına, pozitif bilimlerin yanı sıra ilgi alanlarını geliştirecek nitelikte dersler de veriliyordu.

Merkez Rum Kız Lisesi kısa sürede şehirdeki en iyi okulardan biri haline geldi

Mimar Pınar Erkan, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Galata-Şişli Güzergahı’ndaki Gayrimüslim Cemaat Okulları” adlı doktora tezinde, Panayia Kilisesi yönetim kurulu tarafından, kızlar için Telgraf Sokak’ta olduğu tahmin edilen bir okul kurulduğunu ve 1850’lerde Sir Straford de Cliff tarafından Galatasaray’da açılan İngiliz Kız Okulu’nun verdiği ilhamla okulun geliştirilmesi doğrultusunda çalışmalar yapıldığını ifade ediyor. Erkan’ın tezinde yer alan bilgilere göre, 1864 yılında ismi Beyoğlu Merkez Rum Okulu’na çevrilen yapı, Yunan hükümetinin ve Rus hanedanının desteğiyle kısa sürede şehirdeki en iyi eğitim kurumlarından biri haline geliyor. 1884’te alınan bir kararla yeni kanuna göre, okulun binası artan öğrenci sayısına göre yetersiz kalmaya başlayınca, Eleni Zarifi, Nikolau Zarifis, Pavlos ve Zani Stefanoviç Skiliçi’nin destekleriyle, Mimar Paleologos gözetiminde günümüze ulaşan okul binasının yapılması sağlanıyor.

Esas olan, buradaki sisteme adapte olan öğrenciler yetiştirmek

Eğitim sistemiyle ilgili detayları aktaran Ersi Abacı Kalfoğlu, lisenin “Millî Eğitim Bakanlığına doğrudan bağlı olduğunu bir Türk okulu ile aynı müfredatın öğretildiğini, ek olarak Rumca dil dersi okutulduğunu ve fen derslerinin Rumca verildiğini fakat bu derslerin de Türk müfredatına uygun olarak işlendiğini dile getiriyor ve ekliyor: “Türkçe kültür dersleri de vardı. Bir kere bu okullar burada yaşayan insanların okulları, dolayısıyla esas olan buradaki sisteme adapte olan öğrenciler yetiştirmek.” 

Rüyamızı gerçekleştiremedik

Binanın, tamamen eğitim vermek üzere planlanmış, akıllı bir yapısı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kalfoğlu, bu fonksiyonel yapının yeniden eğitim alanında hizmet vermesinin iyi olacağını belirtiyor ve devam ediyor: “Merkez Rum Kız Lisesi Vakfı’nın başına geçtiğimizde buranın bir Vakıf Üniversitesi haline gelmesi söz konusu oldu. Bunun için çaba gösterdik. Fakat uygun şartlar oluşamadı. Bunun sebebi azınlık vakıflarının ve üniversite açma yetkisi olan vakıfların benzer olmaması. Biz Vakıflar Kanuna göre kurulmuş bir vakıfız. Oysa üniversite hakkına sahip olan vakıflar Medeni Kanuna göre kurulmuş vakıflardır. İki kuruluş arasında farklar var. Bizim vakıf senedimiz yok. Vakıf senedinin ve o vakıf senedinde üniversite açabilir ifadesinin bulunması gerekiyor. Dolayısıyla çeşitli şekillerde güzel başlayan rüyamızı gerçekleştiremedik. Hala projeler geliyor, üniversitelerle iş birliği yapmak üzere çalışıyoruz.”

0 yorum
3

Yorum Yapın