Anasayfa Genel Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte Sinop Limanı’nın önemi arttı

Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte Sinop Limanı’nın önemi arttı

, admin

ELÇİN YENİ – Sinop

Karadeniz kıyısında yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı sadece dünyadaki dengeleri değil, Karadenize kıyısı olan kentlerin kaderini de değiştiriyor. Savaşla birlikte, Sinop Limanının artan önemini, turizm ve ticaret potansiyelini ilgililerle konuştuk. 

Karadeniz kıyısındaki Boztepe Burnu ile birleşen Sinop, Anadolu ve Kırım yarımadasının ticari ve siyasi tarihinde çok önemli bir role sahip. Karadeniz’in tek doğal limanı olan Sinop Limanı, kenti askeri üs olarak da tarih boyunca güçlendirmiştir. Limanın batısı Balkanlara, doğusu Kafkasyalara, kuzeyi Kırım yarımadasına açılıyor ve bu yönüyle Türkiye’nin kuzey bölümünü kültürel, tarihsel, ekonomik ve siyasi yönden de besliyor. Kale-şehir konumu ile Karadeniz’in Türkiye yakasının önemli bir istihkam unsuru olarak da öne çıkan Sinop, Rusya’nın işgaliyle başlayıp siber savaş ve siyasi gerilimlerle devam eden Rusya-Ukrayna Savaşında Türkiye’nin üstlenmiş olduğu arabuluculuk görevi açısından da önemli bir yere sahip olabilir.

Sinop İçin Dönüm Noktası

Birçok medeniyete de ev sahipliği yapan Sinop, Ukrayna-Rusya Savaşıyla birlikte ortaya çıkan yeni rolünü de üstlenmeye hazır gibi görünüyor. Bu yeni süreçle birlikte Sinop Turizm ve Kültür Koruma Derneği de çalışmalarını hızlandırdı. Planlanan projeler kapsamında önceliğin Sinop Limanına verildiği bildirildi. Liman’ın tarihsel dokusu da korunarak inşa edilmesi planlanan yat ve kruvaziyer limanın sadece Sinop değil Karadeniz için de dönüm noktası olacağı kaydedildi. Sinop Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Cemalettin Kaya, Sinop için planlanan projelerde öncelikle Sinop’un tarihini ve kültürünü bilmek gerektiğini iletirken, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sinop sadece Karadeniz için değil, ülkemizin tarihi içinde önemli bir konumda bulunmaktadır. Antik çağdan günümüze bir liman merkezi olan Sinop’un önemi yaşanan Rusya- Ukrayna Savaş’ı sonrasında daha da arttığını söylemek mümkün. Limanımız, şehrin ortasına konumu itibari ile  açılmasıyla diğer limanlardan daha farklı ve kolay ulaşım sağlanabilmekte.” 

“Sinop Limanı Karadeniz’in Geleceğidir”

Kentin içinde kalan Sinop Limanı, asırlar boyunca Anadolu-Kırım yarımadasının deniz ticareti hattı için oldukça önemlidir. Deniz ticareti ile beraber Karadeniz içinde turizmin vazgeçilmez noktalarından birine dönüşmektedir. Bu dönüşümle ilgili olarak gemi kaptanı ve acente sahibi Burhan Levent şunları eklemekte : “ İlimiz coğrafi açıdan önemli bir yerdedir. Bunun avantajlarını kullanarak şehrin ekonomik olarak kalkınmasını sağlamak ve yeni bir turizm kenti haline getirmek gerekir. Hopa ve Karadeniz Ereğlisi kuzeye bakarken, Sinop güneye bakmaktadır. Bu oldukça önemli bir avantajdır. Aynı zamanda Sinop Limanı, Karadeniz bölgesindeki tek doğal limandır. Karadeniz’deki tüm yerlere eşit mesafedeki Sinop Limanı, Karadeniz’in kruvaziyer ve yat limanı ihtiyacını karşılayabilecek konuma sahiptir. Aynı zamanda kruvaziyer turizminde gemi gece yolculuk yaparken, gündüz başka bir limanda durmaktadır. Bu noktada Sinop Limanı’nın, şehrin içinde bulunmasının avantajını esnafla paylaşmak gerekir. Yolcuların limanda inerek, başka bir ulaşım aracına gerek duymadan şehrin kültürel ve tarihi yerlerine gezmelerine olanak sağlamakla beraber, bölge esnafında hareketlenmesini sağlayacaktır. Şu an ki mevcut iskelemizin de buna uygun olmasıyla beraber daha modern ve geniş kruvaziyer ve marina projemiz bulunmaktadır.”

“Karadeniz’e yakışan başka liman yok”

Kuzey Karadeniz’deki Soçi Limanı ile Kırım Limanı’na oldukça yakın olan Sinop Limanı’nın Rus ve Ukraynalı oligarklar tarafından da beklenen bir proje olduğu biliniyor. Bununla beraber kruvaziyer turizminde ilk sırayı Kuşadası almakla beraber ardından İstanbul- Galaport ve sonrasında ise Bodrum Limanı gelmektedir.

Levent sözlerine şu şekilde devam etti : “ Karadeniz’de kruvaziyer limanı olmazsa olmazdır. Kuşadası yıllık bazda 600 gemiyi karşılarken, İstanbul 400 gemiyi karşılamaktadır. Ege ve Akdeniz bölgesindeki turizm faaliyetlerini Karadeniz bölgesinde de gündeme getirmek gerekiyor. Dünya’nın yaşamış olduğu pandemi krizi ile beraber kruvaziyer turizmi de etkilendi. 2020 yılında pandemi nedeniyle iptal edilen kruvaziyer gemileri 2021 yılında da iptal edinilmek durumunda kalındı. Arkasından yaşanan Rusya- Ukrayna Savaşı’da bu süreci etkiledi. 2011-2014 yılına kadar Nisan-Kasım aralığında, sezonluk 3 bin kişilik 40 geminin Trabzon Limanı’na geldiği biliniyor. Fakat İstanbul- Karadeniz havzasındaki kruvaziyer İstanbul ihalelerinde de yaşanan sorunlarında sektörü etkilediği bir gerçektir.”

“Rusya coğrafyası Sinop’u takip ediyor”

Tarihin birçok sahnesine tanıklık eden Sinop küçük bir il olmasına rağmen tarihi gerçekliğini koruyor. İnanç turizmi içinde önemli bir merkez olan Sinop’un önemi Sinoplu, Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Cemalettin Kaya’nın çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıkmaktadır. Kendisinin koleksiyonu ve merakı ile ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası projeleri ile de Sinop yeni bir kimlik kazanmaktadır. Kaya’nın Sinop’a kazandırmış olduğu kimliği şu şekilde ifade etti : “ İlk önce belirtmek isterim ki Sinop, bizimle beraber huzur içerisinde. Sinoplular olarak misafirperver, yardımseveriz. Şehrimizde yaşamak isteyen herkese aynı samimiyetle yaklaşırız. Hatta ülkemizde çok sık rastlanılmayacak bir durum ama Ramazan ayında aynı masada oruç tutanla, içki içen oturabilir ve bir tartışmada göremezsiniz.

Sinop’u, Sinop yapanda budur. Çok zengin bir tarihimiz var. İslam dünyasından Ortodoks dünyasına her dini, inancı, ibadeti barındırıyoruz. Eklemek isterim ki 2300 yıllık tarihe sahip Balatlar Kilisesi bölgesinde yapılan kazılarda Hz. İsa’nın gerildiği haçın tahtası bulunmuştur. Bu da Hristiyan dünyası için Sinop’u kutsal hale getirmiştir. Aynı zamanda Ortodoks dünyasının Rusya coğrafyası , İtalyan, Yunanistan gibi ülkelerinde gözlerini Sinop’a çevrilmiştir. Aynı zamanda İzmir’de bulunan Efes Antik Kenti’ndeki Celsus Kütüphanelerindeki kapı mimarisi ile Sinop’ta bulunan Sinope Antik Kenti’ndeki mimaride benzer yapılar bulunmuştur. Bu da aslında Sinop geçmişinin sadece Karadenizle sınırlı kalmadığının göstergesidir.”

Karadeniz’deki en yağlı palamuttun bu bölgede çıktığı belirten Kaya, 18-20 Kasım 2022 tarihlerinde düzenlemekte olduğu 3. Lakarde yarışmasını içinde tüm meraklıları beklediğini belirtiyor.

“Turizm enteresandır”

Sinop Limanı’na planlanan kruvaziyer ve marina projesinin Karadeniz bölgesi ve Sinop için önemini belirten Kaya, deniz turizminde Sinop’u hareketlendireceğini ve daha fazla faaliyetle buluşturacağı belirtiyor. Sözlerine şu şekilde devam eden Kaya : “ Turizm enterasandır. Doğa turizmi, deniz turizm, inanç turizmi için önemli bir bölgeyiz. Bunun beraber Hiroşama , Çernobil gibi Dark ( Hüzün ) turizmi yapan bölgeler arasında Sinop Cezaevi’de yerini alıyor. Bölgemizin tarihi gerçekliği olan Sinop Cezaevi, liman bölgesinin içerisinde yer almakta. Kruvaziyer turizmi ile gelen turistlerin uğrayacağı ilk noktalardan biridir. Ünlü şair ve yazarımız Sabahattin Ali, bu cezaevinde yatmıştır. Bu turizm olanakları ile Karadeniz bölgesinin tek sosyal ili Sinop’tur.”

Sözlerine ülkemizde de devam etmekte olan küresel bir sorun olan mültecilere ilişkin devam eden Kaya, “ Mülteci’nin en moderni de bize geliyor. Gelen mültecilerin eğitim, sınıf yapıları olarak yüksek olduğunu görüyoruz. Bilgisayar mühendisi, öğretmen, hemşire gibi meslek gruplarından gelen mültecilerle uyumlu bir hayat sürüyoruz. Dışarı çıkıyorlar, çocukları bizlere tercümanlık yapıyor. Devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ilimiz Rus ve Ukraynalı mülteci çok almadı fakat bölge itibari ile ilimizde Rus-Türk evliliklerine sık rastlamaktayız.”

Dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervi Karadeniz’de

Hidrojen Sülfür (H2S) açısından dünyanın en zengin denizi Karadeniz’dir. 1971 yılında deniz dibi araştırmacı William Bascon’un araştırmaları sonucunda Karadeniz’in hidrojen sülfür açısından en büyük rezerve sahip olduğu tespit edilmiştir. Karadeniz bölgesinin hidrojen enerji merkezi kabul edilerek Samsun, Sinop ve Giresun açıklarında bir platform kurarak enerji dönüşümü projesi 90’lı yıllardan itibaren hayata geçememiştir.

Hidrojen Sülfür, renksiz ve çürük yumurta kokusunda zehirli bir gaz olmasıyla aynı zamanda elektrik enerjisi, otomobil yakıtı ve uzay roketi gibi enerjilere dönüştürülebiliyor. Hidrojen Sülfür rezervine ilişkin Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Cemalettin Kaya şu şekilde devam etti : “ Japonların hidrojen sülfüre ilişkin çalışmaları olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda sülfürün kauçuk yapımında da ana malzemelerden biri olduğu bir gerçektir. Belirtmek gerekirse katıldığımız bir uluslararası programda bir akademisyen Karadeniz’deki enerji ile ilgili demişti ki, Karadeniz’e ABD girmesin. Enerji açısından hiçbir şey kalmaz, Bölgemizdeki enerji çalışmalarını da takip ediyoruz.”

0 yorum
0

Yorum Yapın