ŞAHİN YALDIZLI – Konya
Türkiye’nin son yıllarda en çok tartışma konusu olan göçmenler Konya’nın merkezine bağlı ilçelerinde de esnafın gündeminde olmaya devam ediyor. Çünkü kalıcı bir iş bulamayan göçmenler çeşitli faaliyet alanlarında dükkân açarak yerel esnafla rekabet ediyor. Bu nedenle sayıları giderek artan göçmen esnaf, yerleşik esnafın başlıca tartışma konuları arasına girmiş durumda. Bu konuyu hem göçmen hem de yerleşik esnafla konuştuk.
Türkiye’de son yıllarda sayıları giderek artan göçmenler, siyasetin ve ülke gündeminin ilk sıralardaki gündem maddeleri arasında. Göçmenler yaşadıkları bölgelerdeki huzuru bozduklarından tutun da ülke kaynaklarına ortak edildiklerine kadar pek çok tartışmanın başlıca konuları arasında. Bu yönüyle siyasetçilerin de yurttaşlara vaatlerinin özneleri arasında ilk sıralarda. Kimi siyasetçi, iktidar olursa göçmenleri ne olursa olsun ülkelerine geri göndereceğini, kimisi de göçmenlere harcanan kaynakları yurttaşlara yönlendireceğini vaat ediyor. Artan göçmen nüfusuyla birlikte, belli bölgelerdeki yoğunlaşmalar iş bulamayan göçmenleri ticarete ve dolayısıyla esnaflığa yönlendiriyor. Konya da bu bölgeler arasında yer alıyor. Ekonomik krizin yarattığı daralmanın da etkisiyle Konya’daki kimi yerli esnaf, göçmenleri hedef haline getiriyor. Bu görüşte olanlar, göçmenlerin her koşulda ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini düşünüyor.
“Hiçbir Suriyeli ile kişisel husumetim yok“
Konya’nın Meram içesine bağlı Zafer Mahallesi’nde esnaflık yapan Mehmet Işık, Suriyeli vatandaşların ülkelerine gönderilmesi gerektiğini düşünüyor. “Suriyeliler benim kardeşim değil, öyle bir kardeşim yok ve olamaz da. İnsan insandır fakat bunların çakallıkları çok fazla. Kadınlara, çocuklara laf atanı, fotoğraf çekeniyle karşılaşıyoruz. Biz buna müdahale ettiğimiz zaman da polis bizim yanımızda değil de Suriyelilerin yanında oluyor. Bunlardan olumlu etkilenecek halimiz yok” diyerek tepki gösteren Işık, herhangi bir Suriyeli ile kişisel husumetinin olmadığını, ancak toplumun huzurunun Suriyeliler yüzünden bozulduğunu ileri sürdü.
“Herkesin kendi rızkı”
Bölgedeki bir diğer esnaf Abdullah Akkuş ise, Suriyelilerin de milliyetçi insanlar olduklarını ve kendi halkıyla alışveriş yaptıklarını iddia ederek şunları dile getirdi: “Milletin kendi rızkı, ona kimse karışamaz. İnsanlıklarıyla ilgili bir problemim yok ve işlerimi etkilemiyorlar. Suriyelilerin de yaptığı iş belli ya; tatlıcılık ya da tavuk dürüm üzerine yaparlar. Bizim işimiz kuruyemiş diğer esnafı bilemem.”
“Zamanı gelince gidecekler“
Akkuş, “Suriyeliler gitsin isteriz. Zamanı gelince gidecekler, zaten onu bekliyoruz. Ülkeleri refah içerisinde olduğu sürece gitsinler. İnsan kendi vatanında bir şeyler yapmak ister. Onlar da zaten bunu istiyorlardır diye düşünüyorum. Fakat vatandaşlık verip burada birini tutarsan o kişi gitmez. Çünkü sürekli düzeni bozulacak. Bizim de başımıza gelse kimse halimizden anlamazdı. Kötü bir durum. Her taraf bombalanmış, bir yer bırakılmamış adam niye böyle bir yere gitsin ki. Orada bir düzen kurulur, her şey yenilenir buraya gelen insanlar da gider. Fakat şu anda onlarda haliyle ölüm korkusu var” dedi.
“Suriyeliler de geçinmek zorunda”
Konya’nın Karatay ilçesine bağlı Mevlâna Mahallesi’nde dükkan işleten Ömer Emrah ise, ekonomik sıkıntıların mültecilerden kaynaklanmadığına vurgu yaparak şunları dile getirdi: “Hemen yanımızda Suriyeli mahallesi olması bizi rahatsız etmiyor ve bizi etkileyeceğini de zannetmiyorum. Tabii bu şekilde olmasa daha iyi olurdu. Suriyelilerin de bir şekilde geçinmesi, kendilerini idame etmeleri gerekiyor. Herkes kendi ekmeğini yer. Ekonomik açıdan bize bir sıkıntı yaratmıyor.”
“Suriyelilerin gitmesiyle her şey düzelmeyecek”
“Suriyeli mahallesine giremeyen Türkler” algısının yanlış ve abartı bulduğunun altını çizen Ömer Emrah, Türk vatandaşlarının da iyisinin kötüsünün olduğunu, Suriyelilerin gitmesiyle her şeyin hemen düzelmeyeceğini hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Aynı zamanda din kardeşiyiz ve onlar da isteyerek gelmedi, mecburiyetten geldi. Suriyelilerin de bu durumdan mutlu olduklarını düşünmüyorum.” Suriyelilere güzel bir hayat verilmediğini de vurgulayan Ömer Emrah, “Keşke imkân olsa da gidebilseler tabi. Biz de rahat ederdik onlar da, ama şu anda Suriye’de bir hayat sürdürebilecekleri bir ortam yok. Bir müşterim daha geçen gün Suriye’ye memleketine gidiyordu. Orada durum nasıl dediğimde iş imkânlarının olmadığını ama mecburiyetten gittiklerini dile getirdi” dedi.
Türkiye’de düzenini kuran Suriyeliler dönmek istemiyor
Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye geldiğini belirten Muhammed Cesim, 8 yıldır Konya’nın Karatay ilçesinde yaşadığını söyledi. Türk esnafla genelde iyi ilişkiler kurduğunu aktaran Cesim, bazen sıkıntıların da yaşandığını ifade etti. Türkiye’den mutlu olduğunu ve ayrılmak istemediğini vurgulayan Muhammed Cesim, “Yaklaşık olarak 8 yıldır Türkiye’deyim. Türk esnafla genelde iyi anlaşıyoruz. Tabii bazen sıkıntı oluyor. İlk geldiğim zamanlarda 4 yıl şantiyelerde çalıştım, sonra arkadaşlarımdan borç alarak dükkân açtım. Suriye’den gelmeden önce avukatlık okuyordum, ancak sonra okulu bırakmak zorunda kaldım. Burada artık düzenimiz oluştu, Suriye’ye dönmek istemiyoruz” dedi.
“Şartlar uygun olursa dönmek isterim”
2014 yılında Konya merkeze yerleştiğini ifade eden Suriyeli esnaf Muhammed Şükri ise, şartların uygun olması durumunda Suriye’ye dönmek istediğini aktardı. Kira fiyatlarından dert yanan Şükri, “Konya’ya eşim ve çocuğumla birlikte 2014 yılında pasaport ile geldik. Türk esnafla ilişkilerimiz iyi, benim Türk müşterilerim de var. Beraber çalıştığımız Türk esnaf da var. Onlar benden bir şey alıyorlar, aynı şekil ben de onlardan bir şey alıyorum. Hatta fırıncı arkadaşım da var. Bazı kişiler burada bize ırkçı tavır gösterse de çoğunlukla aramız iyi. Kira fiyatlarımız arttı, 9 yüz TL’den 3 bin 500 TL’ye çıktı. Ayrıca evde doğalgaz da çalışmıyor. Ev sahibi aynı bina içerisinde Türk müşterilerden bin TL alırken bizden 3 bin 500 TL alıyor. Bu durumu da haksız buluyorum” diyerek durumlarının zannedildiği gibi iyi olmadığını dile getirdi.