Anasayfa Analiz Analiz: Dinî Muhafazakârlığın Daimî Hedefi: Karma Eğitim

Analiz: Dinî Muhafazakârlığın Daimî Hedefi: Karma Eğitim

, admin

Nehir Durna, karma eğitim konusunun geçmişten günümüze nasıl tartışıldığını yazdı: “Karma eğitimi savunmak kuşkusuz laik ve demokratik eğitimi de savunmak anlamına gelmektedir. Bunu savunmak ise toplumsal yaşamın muhafazakârlaştırılmasının ve cinsiyet ayrımı temeline dayalı makro ve mikro toplumsal alan yaratma çabasının karşısında durmayı gerektirmektedir.”

Dinî Muhafazakârlığın Daimî Hedefi: Karma Eğitim

 Nehir Durna[1]

Dünyada 19. yüzyılda başlayan karma eğitim tartışmaları, takip eden yüzyılda uygulamalar ile kendini göstermeye başlamıştır. Kız ve erkek çocuklarının aynı fiziksel mekânda, eğitim etkinliklerini birlikte yürüttükleri, birlikte eğitim aldıkları eğitim biçimi olarak tanımlanan karma eğitimin ilk uygulamaları Kuzey Avrupa ülkelerinde görülmüş, daha sonra kıtanın diğer ülkelerinde ve Amerika’da da uygulanmaya başlamıştır.[2]

 Avrupa Komisyonunun “Eğitim Çıktılarında Cinsiyet Farklılıkları” başlıklı raporunda kamuya ait tek cinsiyet okullarının sadece yedi Avrupa ülkesinde ve bölgesinde yer aldığı görülmektedir. Avrupa’da tüm seviyelerdeki kamu okullarının çoğunda karma eğitim verildiği; kamuya ait tek cinsiyet okullarının olduğu yerlerde, bir ülkeden diğerine sayıların değiştiği belirtilmektedir. İskoçya’da sadece bir tane, Galler’de 7 ve Malta’da 25, Kuzey İrlanda’da 77, İrlanda’da 120 ve İngiltere’de 400’den fazla bu tür okullar olduğu, Yunanistan’da 27 tane erkeklere özel kamuya ait dinî tek cinsiyet okulu olduğu raporda yer almaktadır. Karma eğitim çoğu ülkede eğitim ilkesi olarak görüldüğü için karma ortamlarda eğitim vermek birçok ülkede zorunludur. [3]

Örneğin, İrlanda’da tek cinsiyetli okul sayısında düşüş gözlemlenmektedir. İrlanda’da tek cinsiyet ilköğretim okullarında okuyan öğrenci sayısında da azalma vardır. 1975 yılında çocukların %60’ı bu tür okullardayken bu oran 2005’te %20’ye düşmüştür. Benzer bir durum ortaöğretimde de geçerlidir. Ancak, erkeklerden çok kızlar bu okullara gitmektedir. 1980’de %50’den fazla erkek, %60’tan fazla kız, tek cinsiyet okullarına gitmekteydi. 2005’te erkeklerin %30’u, kızların ise %42’si bu tür okullara yönelmekteydi. İrlanda eğitim yetkililerinin açık politikası karma eğitimi desteklemektir. Bu durum Belçika (Flaman Topluluğu) ve İspanya’da da geçerlidir. [4]

 Sosyal yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da ekonomik, etnik ve cinsiyet temelli ayırımcılık, dinî yapılanmalar ile birlikte kadının her türlü varlığı üzerindeki tahakküm, Cumhuriyet’ten bu yana en yoğun ve en somut biçimini giderek güçlenerek hissettirmektedir.  Karma eğitim, yani kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim görmesi, ele alınması gereken en önemli konuların başında gelmektedir. Açık ya da örtük yollarla karma eğitime karşı çıkan siyasal iktidar ve taraftarlarının, hem bireysel hem de kolektif aklı kendi ideolojileri doğrultusunda şekillendirmede medya ve eğitimin yanı sıra her türlü ideolojik aygıtı oldukça etkin bir şekilde kullanmaya çalıştığı da göz önüne alındığında konunun ne kadar önemli ve ciddi olduğu anlaşılmaktadır. [5]

Osmanlı toplumsal yapısı, kadınların kamusal alana katılımına yönelik katı sınırlamalar içermekteydi. Kadının “mahrem” olanı temsil ettiği düşünüldüğünden, ev ve eve ait alanlar kadının yaşamını sürdürdüğü alanlardır. Bu nedenle kadının eğitim sürecine katılımı da oldukça sınırlı kalmış olmakla birlikte kadının eğitim olanaklarından yararlanmasının gereksiz olduğuna inanılmıştır. Fakat hem toplumun diğer yarısını oluşturması hem de annelik rolü nedeniyle ve kadınların da eğitim talebinde ısrarcı olmaları neticesinde kadınlar da eğitim sürecine dâhil olmaya başlamışlardır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kız çocukları sadece ilkokul düzeyinde eğitim alabiliyordu. Bu nedenle karma eğitim gündeme alınacak ciddi bir tartışma olarak görülmemiştir. Tanzimat Dönemi uygulamalarıyla birlikte kız çocuklarına ortaöğretim kurumlarına gitme imkânı verilmiş olsa da kız öğrencilerle erkek öğrenciler her zaman farklı kurumlarda eğitim almışlardır. Yine bu dönemde kız çocuklarının okuduğu binaların etrafı yüksek duvarlarla çevrilmiş ve erkeklerin bu çocukları görmelerine dahi izin verilmemiştir. Zorunluluk hâlleri dışında erkek öğretmen ataması yapılmayan bu okullara zorunluluk hâlinde yaşlı erkek öğretmenlerin atanmasına titizlikle dikkat edilmiştir.[6]

Osmanlı döneminden bu yana süren “karma eğitim” tartışmasının AKP iktidarı ile birlikte sık sık gündeme geldiğini görüyoruz. Türkiye, karma eğitime en önde geçen ülkelerden biri olmasına, köy enstitüleri eğitim modeli ile dünyadaki ilk özgün örnekleri sergilemiş olmasına rağmen, karma eğitime yönelik tartışmalar o dönemde olduğu gibi günümüzde de devam etmektedir. 1940 yılında köy enstitüleri kurulduktan sonra 1946 yılında enstitülerdeki karma eğitime karşı büyük bir tartışma gündeme gelmiştir. O dönemde bu tartışmaların dönemin ruhunu yansıtır biçimde iki koldan ilerlediği söylenebilir: İlki, “Köy enstitüleri komünist yetiştiriyor,” ikincisi de “Kızlar erkeklerle birlikte oluyor, köy enstitülerinin tuvaletlerinde çocuk düşürüyorlar,” söylemleridir. Bu tartışmalar neticesinde 1950 yılında köy enstitülerindeki karma eğitime son verilmiştir. [7]

Türk eğitim sistemi, günden güne daha da somutlaşan uygulamalarla bir dinî muhafazakârlaştırılma süreci içerisindedir. Siyasal iktidarın kendi ideolojisine uygun, “muhafazakâr” yaşam biçimini benimsemiş bireylerden oluşan bir toplum oluşturma hareketi, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan 4+4+4 uygulamasıyla ivme kazanmıştır. En son 2-6 Aralık 2014 tarihleri arasında toplanan 19. Milli Eğitim Şûrasında alınan; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilkokul birinci sınıftan itibaren okutulmaya başlanması ve “değerler eğitimi” adı altında anaokuluna da çekilmesi, Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinden “Alkollü İçecek ve Kokteyl Hazırlama” dersinin kaldırılması, liselerde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin iki saate çıkarılması gibi kararlarla bu anlayışı hayata geçirme gayretlerinin daha da somutlaştığı görülmektedir. [8]

Dolayısıyla AKP iktidarı döneminde eğitimin piyasacı ve muhafazakâr bir yaklaşımla ele alındığı görülmektedir. 4+4+4 uygulaması, seçmeli din dersleri, içerik ve uygulamada dinselleşme adımları son olarak karma eğitimin kaldırılması tartışmalarına kadar uzanmıştır. Ancak bu tartışma, Türk eğitim sisteminin yönelimini belirleyerek, toplum yaşamının bütün olarak dinsel kurallar çerçevesinde tasarlanması potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle karma eğitimin, kadın eğitiminin tarihsel bütünlüğü içinde ele alınarak yeniden hatırlanması ve yürütülen tartışmaya katılarak bu yöndeki saldırıya karşı net bir tutum oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Çünkü karma eğitim uygulamasında yaşanacak kayıp, kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarını olumsuz yönde etkileme ve aynı zamanda eşit/özgür bir yaşam ütopyasında mevzi yitimine yol açma gücüne sahiptir.[9]

Dönemin Millî Eğitim Bakanlığı müsteşarı Yusuf Tekin’in 10 Aralık 2014 tarihli Yeni Akit gazetesine verdiği röportajda “Karma eğitim zorunlu değil,” ifadeleri tartışma yaratmıştı. Tekin, verdiği röportajda “Eğitimin karma olmasını zorunlu kılan bir düzenleme yok. Halkın istediği şekilde Millî Eğitim Bakanlığı gerekli düzenlemeyi yapar. Bu da halkın taleplerine göre yapılır. Şimdi demokrasinin gereği olarak Millî Eğitim Bakanlığı, halk ne istiyorsa ona göre düzenlemelerini yapıyor. Halk siyasal iktidara egemen olduğu gibi, burada da halkın değerleri belirleyici olmaya başladı,” açıklamasını yapmıştı. [10]

Bakan Tekin, Haziran 2023 tarihinde Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başladı ve yukarıdaki açıklamasından 9 yıl sonra, 10 Temmuz 2023 günü katıldığı A Haber yayınında, kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum,” dediğini iddia etti. Tekin, “Şimdi benim Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz; veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli,” açıklamasını yaptı.  

 Karma eğitim tartışmalarının AKP iktidara geldiğinden bu yana neredeyse her yıl gündeme getirildiğini görüyoruz. 

12 Mart 2004 tarihli Hürriyet Gazetesinin haberinde[11], Eğitim-Bir-Sen Sendikasının görüşlerine yer verilerek karma eğitimin anlamsız olduğu, tacizlere yol açtığı ve başarıyı olumsuz etkilediği iddia edilmiştir. Türkiye’de çocukların %38’inin cinsel istismara uğradığı ve bunun nedeninin karma okullar olduğu belirtilmiştir. Türkiye’de çocukların her gün artan oranda fiziksel, cinsel şiddete, istismara uğradığı, ulusal ve uluslararası raporlarla belgelenmiş olmasına rağmen Hürriyet gazetesinin haberinde bu istismarın ve öğrencilerin başarısındaki azalmanın karma eğitim ile bağlantısını kuracak hiçbir nesnel veri yer almamaktadır. Farklı kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanan istismar raporlarına bakıldığında[12] çocuklara yönelik şiddet ve istismarın son yıllarda fark edilir oranda arttığı ve bu istismarın cinsiyete dayalı okullarda ve yurtlarda gerçekleştiği görülmektedir.[13]

2 Mayıs 2007 tarihli Sabah Gazetesinin “Karma Eğitim Kız Öğrencilere Zararlı” başlıklı haberinde İngiltere’deki bir okul müdürünün karma eğitim ile ilgili görüşlerine yer veriliyor. Haberin bağlamı hiçbir şekilde belirtilmemekle beraber okul müdürünün bu açıklamaları neden yaptığına dair bilgi haberde yer almamaktadır.[14]

Yine 2010 yılında imam hatip kurultayında din eğitiminin anaokulunda başlaması ve karma eğitimin kaldırılması gerektiğine dair sonuç bildirgesinin açıklandığını görüyoruz.[15]

2013 yılında da bir AKP milletvekili açıkça karma eğitime karşı olduğunu ifade ediyor.[16]

 Karma eğitim ile tacizin ilişkilendirildiği bir diğer haber de 28 Eylül 2014 tarihli Yeni Akit gazetesinin “Karma Eğitim Tacizi Tetikliyor” başlığıyla karşımıza çıkıyor. 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in tekrar gündeme getirdiği karma eğitim tartışması, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’un karma eğitimin yanlış olduğuna dair açıklaması ile desteklenmiş ve tartışma devam etmiştir.[17]

Karma eğitim tartışmasının sık sık gündeme getirilmesi, tartışmaya açılması; gösteriyor ki sorun olarak görülen şey sadece kız ve erkek öğrencilerin aynı mekânı paylaşmasından ibaret değildir. Cinsiyet temelinde toplumsal alanların yeniden inşa edilme arzusu söz konusudur. Karma eğitime karşı çıkılırken demokrasi ve özgürlük kavramlarından destek alınarak, cinsiyet temelli okulların varlığının demokrasi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğine dair argümanlar kullanılmaktadır. Oysa var olan eğitim sisteminde kız meslek liseleri, teknik okullar yer almaktadır. Karma eğitime karşı çıkılırken kullanılan bir diğer argüman da başarıdır. Tek cinsiyetli okullarda başarı oranlarının yüksek olduğu iddia edilmektedir. Ancak bu konuda yapılan araştırmalar ve hazırlanan raporlar tam aksini göstermektedir.[18] Karma eğitime karşı çıkılırken en sık kullanılan bir diğer argüman da tacizdir. Yukarıda örneklerle de gösterildiği üzere tacizin tek nedeni karma eğitime bağlanmıştır. 

Dolayısıyla tüm bunlar dikkate alındığında, karma eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki hak mücadelesinin önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Eril bir cinsiyet rejimi inşa edilerek eşitsizliğe ve hiyerarşiye dayalı toplumsal alan yaratma çabasının farkında olarak bu konudaki hak mücadelesini güçlendirmenin önemini de sürekli akılda tutmak gerekmektedir. Karma eğitimi savunmak kuşkusuz laik ve demokratik eğitimi de savunmak anlamına gelmektedir. Bunu savunmak ise toplumsal yaşamın muhafazakârlaştırılmasının ve cinsiyet ayrımı temeline dayalı makro ve mikro toplumsal alan yaratma çabasının karşısında durmayı gerektirmektedir.

Anahtar kelimeler: karma eğitim, muhafazakâr, milli eğitim, cinsiyet, okul, imam hatip


[1] İletişim Akademisyeni, Dr.

[2] BİNBAŞIOĞLU, C. (2005), Türk Eğitim Düşüncesi Tarihi, Anı Yayıncılık, Ankara. 

[3] EURYDICE (2010). “Eğitim Çıktılarında Cinsiyet Farklılıkları: Avrupa’da Alınan Tedbirler ve Mevcut Durum”, http://www. eurydice.org adresinden 28.08.2023 tarihinde alınmıştır. 

[4] EURYDICE (2010). “Eğitim Çıktılarında Cinsiyet Farklılıkları: Avrupa’da Alınan Tedbirler ve Mevcut Durum”, http://www. eurydice.org adresinden 28.08.2023 tarihinde alınmıştır.

[5] SARI, M. “Erkek Egemen Bir Toplum Oluşturma Sevdası ve Karma Eğitim”, Eleştirel Pedagoji, Ocak-Aralık, Yıl: 7, Sayı: 37, s. 11-20. 

[6] BAŞGÖZ, İ. & WILSON, E. H. (1968), Türkiye Cumhuriyeti’nde Milli Eğitim ve Atatürk, Dost Yayınları, Ankara.

[7] ‘Karma eğitimde geriye dönüş denemeleri başarılı olamaz’ (sol.org.tr)

[8] SARI, M. “Erkek Egemen Bir Toplum Oluşturma Sevdası ve Karma Eğitim”, Eleştirel Pedagoji, Ocak-Aralık, Yıl: 7, Sayı: 37, s. 11-20.

[9] COŞKUN, A. (2015), “Kadın Eğitimi ve Dinselleşme Bağlamında Karma Eğitim Tartışması”, Eleştirel Pedagoji, Mart-Nisan, Yıl: 7, sayı: 38, s. 32-42. 

[10] https://t24.com.tr/haber/meb-mustesari-karma-egitimi-zorunlu-kilan-duzenleme-yok,279947

[11] Eğitim-Bir-Sen: Kız erkek ayrı okutulmalı – Son Dakika Haber (hurriyet.com.tr)

[12] https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/turkiyede-cocuk-olmak-raporu-her-gun-en-az-195-cocuk-cinsel-istismara-maruz-kaldi-2016299

[13] https://www.ihd.org.tr/cezasizliktan-beslenen-suc-cocuk-istismari/

[14] SABAH – 2 Mayıs 2007, Çarşamba – ‘Karma eğitim kız öğrencilere zararlı’

[15] Şimdi de ‘karma eğitim kalksın’ talebi (birgun.net)

[16] AK Partili Korkmaz: Karma eğitime karşıyım – Son Dakika Haberler (hurriyet.com.tr)

[17] “Karma Eğitim Yanlış Dedim, Sözümün Arkasındayım” – bianet

[18]http://sgb.meb.gov.tr/eurydice/kitaplar/Egitim_ciktilarinda_cinsiyet_farkliliklari/Egitim_ciktilarinda_cinsiyet_farkliliklari.pdf

0 yorum
0

Yorum Yapın