Anasayfa Editörün Seçtikleri Antep’in Sahafları Dijitalleşmeye Direnme Çabasında

Antep’in Sahafları Dijitalleşmeye Direnme Çabasında

, admin

KENAN ÖZGÜR SEVİMLİ – Gaziantep

Dijital yayınların arttığı günümüzde, basılı yayınlara rağbet azalıyor. Erişimi daha kolay olan dijital yayınlar, kitap alım-satımı yapan sahafları da zorda bıraktı. Maliyetlerin yüksek olması sebebiyle de ekonomik sorunlar yaşayan sahaflar, destek bekliyor.

Gaziantep’te Mecidiye Han Sahaflar Çarşısı’nda sahaflık yapan Erdal Kaya, bir süre matbaa işletmeciliği yapmış ve sahaflığa sonra başlamış. Kendini sahaf olarak görmediğini dile getiren Kaya, sahaflık mesleğinin derin bir kültür olduğunu ifade etti: “Sahaflık entelektüel bir mesele, çıraklığı olmayan işin ustalığı da sıkıntılı olduğundan ben burada kendimi ikinci el kitap alım-satımı yapan birisi olarak görüyorum. Ama adına sahaf diyorlar günümüzde, biz de bir nevi o sıfatı taşıyoruz.”

 “Sahaflar, ülkelerin kültürel hazineleridir”

Sahafların bulundukları şehir kültüründeki rolüne ve önemine değinen Kaya, onların eski kitap alım-satım yeri değil; bulunmayan ve nadir bulunan kitaplara erişilebilecek bir yer olduğunu da söyledi. Sahafların sadece şehirlerin değil, ülkelerin kültürel hazineleri olduğunu vurgulayan Kaya, “Kent kültürü için özellikle bilgi akışının yoğun olduğu şehirlerde, sahaflar en az modern kitap satan yerler kadar ilgi görmeliler. Çünkü bilginin adeta dolaşımda olduğu mekânlar buralar. Buralar canlı kalmalı ki kent kültürü çığ gibi büyüyerek gelişmeli” dedi.

Sahaf Erdal Kaya
Fotoğraf: Kenan Özgür Sevimli

“İnsanlar, ruhu olan mekân arayışındalar”

Dijitalleşme sürecinin her şeyi olduğu gibi sahaflık mesleğini de etkilediğine dikkat çeken Kaya, şunları kaydetti: “Kitaplar şu kadar zaman sonra ortadan kalkacak diyorlar, ancak ben buna katılmıyorum. İnsanlar her şeye rağmen doğrudan teması seviyor. Tabii eskisi gibi somut kitap okuma oranı yüksek değil, o bir gerçek ama yine de bu işin sevdalılarının sürekli var olacağını düşünen biriyim. Mesela bundan 15-20 yıl önce sahaflık bu kadar popüler değildi. Şimdi son yıllarda popüler oldu. Çünkü insanlar o ortamları özlüyor. İnsanlar alışveriş merkezlerinde vakit geçiriyor, ruhsal olarak tatmin olmadığını hissedince de yeni mekânlar arıyorlar. Daha doğrusu insanlar, ruhu olan mekân arayışına giriyorlar. Dijitalleşme bu işi negatif etkiliyor ancak bu işin sevdalıları tarafından devamlı surette takip edileceğine inanıyorum.”

“Sahaflarda ucuz kitap meselesi yanlış algılanıyor”

Kaya, sahaflarda bulunan kaynakların ucuz olduğuna dair yaygın bir görüş olduğuna dikkat çekerek, bu görüşün tam olarak gerçeği yansıtmadığını ifade etti: “Şöyle bir yanılgı var: ‘Sahafa gidince ucuza kitap alacağım’ tamam herhangi bir yerde satılan kitabı sahaflarda daha ucuza alabilirsiniz çünkü onun baskısı var. Ancak baskısı olmayan kitapları düşünün, o zaman mecburen sahaflara yöneleceksiniz. Bundan dolayı o kitap değerli hale geliyor. Az bulunan şey her zaman değerlidir. Sahaflarda ucuz kitap meselesi yanlış algılanıyor. Sahaflarda ucuz kitaplar da vardır ama çok değerli ve pahalı kitaplar da vardır.”

“İnsanlar ‘sahafta bu kitap vardır’ diyebilmeli”

Sahaflık mesleğinin sürdürülmesi için kamu kuruluşlarının devreye girmesi gerektiğini söyleyen Kaya, giderlerin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğine de vurgu yaptı. Bu alanda destek beklediklerini dile getiren Kaya, “Sahaflık henüz kirlenmemiş kavramlardan birisi, bunu elimizden geldiğince temiz tutmamız lazım. İnsanların bu işin içerisinde birbirini anlayarak yer edinmesi gerekiyor. O denge bozulmadığı sürece sahaflık bitmez ve büyüyerek gelişmeye devam eder. Ben dükkânımda nadir bulunan kitapları tutmaya çalışıyorum. Ancak büyük iddialarım yok. Elimden geldiğince standart okuyucunun üzerindeki okuyuculara hitap etmeye çalışıyorum. İnsanlar kaliteli bir kitabı aradıklarında ‘Sahafta bu kitap vardır’ diye düşünmelerini istiyorum. Onun dışında ciddi anlamda bir ticari kaygı gütmüyorum” şeklinde konuştu.

“Dijitalleşme karşısında ayakta kalmaya çalışıyoruz”

Gaziantep’te bulunan başka bir kitabevi işletmecisi olan Ahmet Kaplan, sahaflık mesleğini çocukluk hayali olarark tanımlıyor. Kaplan, dijitalleşmenin mesleğine yönelttiği tehlikeye şöyle dikkat çekti: “Dijital kitaplar ve benzeri uygulamalar nedeniyle, müşteri bulmakta güçlük çekiyoruz. Aslında biz basılı eser kültürünü devam ettirmeye çalışıyoruz. Yani nasıl anlatayım, dijitalleşme karşısında ayakta kalmaya çalışıyoruz. Daha çok koleksiyonerlere ve hobi sahiplerine hitap etmeye başladık. Aslında kitap okumak bir hobi değil de temel bir ihtiyaçtır. Tıpkı müzik dinleme etkinliğinde olduğu gibi bu da temel ihtiyaçtır. Ancak toplum olarak ne yazık ki böyle düşünmüyoruz. Koleksiyonerler, kitap alıyor ve bunu hobi amaçlı yapıyor. Alınan kitapları okumak için değil, koleksiyonlarına eklemek için alıyorlar. Okuma kültürümüz çok zayıf ki zaten Gaziantep özelinde konuşursak okuma kültürü yok denecek kadar az. Çok belirli sayıda bir insan topluluğuna hitap ediyoruz.”

Sahafların yerine turistik hediyelik eşya dükkanları geliyor

Sahaflık mesleğinin sürdürülebilmesi için belediyeye, Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurumlara iş düştüğünü söyleyen Kaplan, “Sahaflar festivali tarzında etkinlikler yapılsa çok faydalı olur, bu konuda birçok görüşme yaptım ancak sesimizi duyan olmadı. Gaziantep’te sadece şehrin ortasında bir sahaflar çarşısı kuruldu ama orası da pek insanların tercih ettiği bir nokta değil. Sahaflar çarşısında yer alan dükkanlar birer birer kapanmaya başlamış. Daha fazla turistik eşyalar satan işletmeler açılmış sahafların yerine. Bunları duymak ve görmek insanı gerçekten üzüyor. Sahaflık aslında zamana yenilmeyen bir meslek, ayakta durmayı başaran bir meslek. Evet zor şartlarda ayakta duruyoruz, hem kitabı alırken hem de satarken zorlanıyoruz. İnsanlar yıllarca baş ucunda tuttuğu kitapları verirken çok tereddüt ediyorlar haklı olarak. Sahafların da pek farkı yok, biz de elimizdeki bir eseri satarken duygusal anlar yaşıyoruz. Her kitabı sattığımda mesela ben sanki bir evladımı daha gurbete yolcu ediyor gibi bir hisse kapılıyorum” diye konuştu. 

Bazı müşterilerinin çok varlıklı insanlar olduğuna dikkat çeken Kaplan, yaşanmışlığı olan kitaplarla ilgilenen bu insanların, sahafları tercih ettiklerini vurguladı. Genel olarak ise uygun fiyatlı kitaplar almak isteyen bir kitleye hitap ettiklerini belirtti. Ekonomik sorunları karşısında meslek örgütlerinin yetersizliğini ise şöyle anlattı: “Dernek olarak “Antikacılar ve Sahaflar Derneği” ve “Tüm Sahaflar Derneği” var ancak sahaflara pek bir katkıları yok. Çok pasif dernekler, bundan dolayı bu derneklere üye olmadım. Ben kendi başıma ayakta durmaya çalışan bir sahafım.”

0 yorum
10

Yorum Yapın