Anasayfa Çalışma Hayatı Gazeteciler maziyi arıyor

Gazeteciler maziyi arıyor

, admin

CİHAT ÖZTÜRK – Gaziantep

Gazetecilerin görevlerini batı standartlarında yapmalarını sağlamak amacıyla 1961 yılında dönemin siyasi iradesinin çabaları ve TBMM’nin kararı ile yayınlanan 212 Sayılı Basın İş Kanunu ile elde edilen kazanımlar, çeşitli vesilelerle kırpıla kırpıla kuşa çevrildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, 1990’larda gazete okurluğu konusunda dahi bilgi sahibi olunmayan ve başka işlerle uğraşan iş insanlarının gazeteleri satın almasıyla gerileme sürecine girildiğini ifade etti. TGS Başkanı Durmuş, “gazeteci olmayan gazete sahipleri, sendikasızlaştırma operasyonları ile gazeteleri grup şirketleri bünyesinde bir şirket konumuna düşürmekle kalmadılar, grubun korunması, esirgenmesi ve yolunun açılmasında bodyguard olarak yeniden konumlandırdılar” dedi.

Basın sektöründe 1990’ların ortalarına gelindiğinde, üye sayısı anlamında başta Anadolu Ajansı olmak üzere Cumhuriyet ve ANKA dışında sendikalı işyeri kalmadığını belirten Durmuş, “Bu duruma rağmen yeniden sendikaya girmesinler diye gazetecilerin hakları aynı şekilde ödenmeye devam etti. Ne zamana dek? AKP iktidarının ikinci dönemi başlayana kadar. 2010’lardan itibaren ise gazetecilerin özlük hakları tamamen çakılma hızına geçti. Sektördeki toplu iş sözleşmeli sendikalılık oranının en düşük olduğu döneme girildi” şeklinde konuştu.

Siyasi iradenin TGS’ye alternatif sendika kurdurduğunu ve Anadolu Ajansı çalışanlarını zorla bu sendikaya geçirdiğini aktaran Durmuş, şöyle devam etti:

“O dönem bu sendika Anadolu Ajansı dışında hiçbir medya şirketinde örgütlenme çalışması yürütmedi. Özellikle bu dönemde ücret zamları konusunda ya çok düşük oranlar uygulandı ya da hiç zam yapılmadı. İkramiye, sosyal haklar tek tek geri alındı. İşveren sözcülüğünü yapan işçi sendikalarının üye çıkarını gözetmemesi nedeniyle sendikalaşma süreci de erozyona uğradı. Kurum fark etmeksizin ücretlerin ‘aşağıda eşitlendiği’ bir döneme girildi. Ama bu süreç elbette sendikalaşma eğilimlerini artırdı. 2015’lerde Türkiye Gazeteciler Sendikası yeni örgütlenmeler ve toplu iş sözleşmeleri ile medya sektöründe yeniden toparlanmanın yolunu açtı.” 

Gazetecilerin insanca yaşayabilecekleri bir ücreti almak için mücadele ettiklerini, sendikalaştıklarını, gerektiği noktada grev yapmaktan da çekinmediklerini ifade eden Durmuş, “Çok uzun aradan sonra son üç yılda TGS 3 işyerinde grev yaptı. İki grev başarıyla biterken, Sputnik grevi ise 4 aydan beri devam ediyor. Sputnik çalışanları da haklarını alacaklar ve mücadeleyi kazanacaklar. Küçük küçük değişimler büyük değişimleri de beraberinde getirecek” değerlendirmesi yaptı.


“SERBEST GAZETECİLERE SENDİKALI OLMA HAKKI VERİLMELİ”

Serbest gazeteciler için tablonun daha karanlık olduğunun altını çizen Durmuş, şöyle devam etti:

“Sosyal güvenceden yoksun, çok düşük ücretlerle çalışmak durumunda kalan serbest gazeteciler, tam bir belirsizlik içerisinde faaliyetlerini sürdürüyorlar. Medyanın genelindeki parasızlık hali serbest gazeteciler söz konusu olduğunda neredeyse sıfırlanıyor, sigorta olmadığı için sendikalaşma yöntemini tercih edip sorunlarını çözme şansları da olmuyor. Türkiye’de serbest gazetecilere başta sendikalı olma hakkının verilmesi ve asgari standart getirilmesi, özgür gazetecilik yapılması ve kamuoyunun unutmaya başladığı doğru bilgiye erişmesi için gerekmektedir. Türkiye’de serbest gazetecilik yapanlar mesleğe sağlanan haklardan faydalanamıyor. Özellikle bu dönemde, gazeteciyi tanımak için değil de bilgi vermemek amacı taşıyan üslupla görülmek istenilen İletişim Başkanlığının verdiği resmi basın kartı maalesef serbest gazetecilerde bulunmuyor. İletişim Başkanlığı resmi basın kartı vermeyince gazeteciler, belediyeler tarafından verilen serbest ulaşım kartı başta olmak üzere birçok haktan yoksun bırakıldığı gibi, toplantıları takip etme, bilgi edinme haklarından da yararlanamamaktadır. Gazeteci mesleğini yapmakta bu nedenle zorluklar yaşıyor.”

BİLGİ EDİNMEDE ZORLUKLAR ÇIKARILIYOR

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesinden 2022 yılında mezun olan Kinem Hazal Tanyeri, okul hayatından beri serbest gazetecilik yapıyor. İletişim Başkanlığının verdiği resmi basın kartına sahip olmadığından gazeteciliğin sağladığı haklardan yararlanamıyor. Bilgi kaynaklarına ulaşmakta zorluk çektiğini belirten Hazal, basın kartı olmadığından belediyeden de basın tanıtım kartı alamadığına dikkati çekti.

BASIN KARTIM YOK, IFJ KARTIMI DAHA YENİ ALDIM

Arel Üniversitesi Gazetecilik Bölümünden 2021 yılında mezun olan ve Journo, Bianet, 9. Köy gibi mecralara özel içerikler üreten Burak Altınok, serbest gazeteci olduğu için gazetecilere sağlanan haklardan yararlanmasını sağlayacak belge eksikliğini, IFJ’nin Uluslararası Basın Kartına sahip olarak bir ölçüde aştığını ama yine de özellikle resmî kurumlarda sorunlar yaşadığını aktardı. 

SERBEST ÇALIŞAN GAZETECİLERE DE HAKLARI VERİLMELİ

Gazetecilik eğitimini 2018 yılında tamamlayan ve serbest gazetecilik yapan Çetin Sak da benzer sorunları yaşayanlardan. Başvurularında kendisine asgari ücretin altında maaş önerilmesi üzerine Bianet, 9. Köy gibi hak odaklı çalışan kuruluşlara telif karşılığı özel haber yaparak mesleğini yapan Sak, “Serbest çalışan gazeteciler sosyal güvenlikten ve haklardan yoksunlar. Soruna insani bakış ile çözüm bulunması için İletişim Başkanlığı basın kartının serbest gazetecilere de verilmesini sağlayacak düzenleme yapabilecek iradeyi sergilemesi gerekir” dedi. 

0 yorum
3

Yorum Yapın