Anasayfa Çalışma Hayatı İranlı göçmen gazeteciler: Türkiye’deki meslektaşlarımızdan dayanışma bekliyoruz

İranlı göçmen gazeteciler: Türkiye’deki meslektaşlarımızdan dayanışma bekliyoruz

, admin

ŞENOL BALI – Van

Göçmenler sınır ötesindeki farklı güzergâhlardan Van kent merkezine kadar devam eden yolculuk boyunca kaza, donma, açlık ve barınma gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Şanslı olup kente ulaşabilen göçmenler için mücadele edecekleri sorunlar ve bunlarla başa çıkma yöntemleri de farklılaşıyor. Ekonomi, barınma, sağlık, eğitim, dil ve entegrasyon başlıca zorluk alanları. Ülkelerinde gazetecilik yapanlar da göç ettikleri yeni topraklarda bu mesleklerini sürdürme çabasında. Burada gazetecilik akreditasyonlarının bulunmaması ve yer yer İran’dan gelen iade talepleri onları en çok zorlayan konular arasında.

İran’la 295 km’lik bir sınır hattına sahip Van’dan, her yıl Ortadoğu ve Asya’nın farklı bölgelerinden tahminlere göre 500 binin üzerinde göçmen Türkiye’ye giriş yapıyor. Yabancı bir ülkede yeni bir yaşam mücadelesine ilk başladıkları yer Van. Bazıları burayı transit bir nokta olarak değerlendirirken, bazıları da kentte kalıyor. Türkiye’ye farklı tarihlerde gelen Rehim Elyasi, Hiwa Molania ve Reza Sharifi Boukani isimli İranlı gazeteciler kendileri ve aileleri için verdikleri yaşam mücadelesinin yanı sıra mesleklerini devam ettirmekte de kararlılar. Üçüncü bir ülkeye gitmek için mültecilik başvurusu yapmışlar ancak uzun süredir bekliyorlar. Bu süreçte çalışma izinleri de olmadığı için aktif olarak haber takibi yapamıyorlar. Ülkelerinde cezaevinde kaldıktan sonra kaçan gazeteciler, Türkiye’deki basın kuruluşları ile gazeteci örgütlerine çağrıda bulunarak kendileriyle dayanışma içerisinde olmak istediklerini belirtiyorlar.

Yük taşıyarak para kazanıp gazetecilik yapıyor

İranlı gazeteci Rehim Elyasi,  yetkililer tarafından “casusluk” yapmakla suçlandı. Bu suçlamayla 6 yıl kaldığı cezaevinden 2014 yılında mahkemeye teminat olarak verdiği iki tapu karşılığında izin alarak çıktı ve kaçak yollarla Van’a ulaştı. İranlı gazeteci, kısa süre sonra eşi Leyla ve birkaç aylık bebekleri Sedef’i de buraya getirdi. Eşi de gazeteci olan Elyasi, Farsça ve Kürtçe yayın yapan haber sitesi üzerinden mesleğini sürdürüyor ve en çok eskisi gibi sokaklarda haber takibi yapmayı özlediğini belirtiyor. Kurduğu haber sitesinin ailesini geçindirecek kadar gelir sağlamadığını kaydeden Elyasi, aldığı üç tekerlekli arabayla kentte zaman zaman yük taşıyarak ailesini geçindirmeye çalışıyor.

Hiwa Molania ve Reza Sharifi Boukani da mesleklerini yaparken baskıyla karşılaşan ve İran’dan Van’a yerleşen iki muhalif gazeteci. Uzun yıllar İran’da Tiroj isimli Farsça yayın yapan bir haber ağında çalışan Molania, haber takibi için gittiği bir toplumsal gösteri sırasında darp edilerek tutuklandı. Tutuklu kaldığı sürede işkence gördüğünü ifade eden Molania bir yıla yakın kaldığı cezaevinden tahliye olduktan sonra Bölgesel Kürt Yönetimi’nin denetimindeki Kuzey Irak’a geçtiğini anlatıyor. Hiwa Molania orada da insan hakları ihlalleri ile sınır taşımacılığı yapanlar ve idama mahkûm edilmiş tutuklular üzerine haberler yaptığını, ancak daha sonra oradan da ayrılmak zorunda kaldığı için Van’a geldiğini anlatıyor. Türkiye’de çalışma izinleri olmadığı için gazetecilik yapmakta zorlandıklarını belirten Molania, ”Şu an başka kentte bir haber olsa gidip haberini yapabilirdik ama kartımız yok diye sahada haber takibi yapamıyoruz. Buradaki yetkililer serbestçe mesleğimizi yapmak konusunda yardımcı olurlarsa çok iyi olur.” diye konuşuyor.

Hiwa Molania

Reza Sharifi Boukani

Muhalif gazetecilerde “geri gönderilme” korkusu

Reza Sharifi Boukani ise bir diğer önemli endişeyi dile getiriyor. Gazetecilik yapmak için güvenliklerinin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor ve İran’daki idamlar üzerine haberleri nedeniyle defalarca İranlı yetkililerin isteğiyle Türk yetkililerden uyarı aldığını iddia ediyor. Yapacakları haberlerin bile bir izne tabii tutulduğunu ifade eden Boukani, dönem dönem Türkiye tarafından İran’a teslim edilen gazetecileri hatırlatıyor. Türkiye için herhangi bir tehdit oluşturmadıklarını ifade eden Boukani, Türkiye’deki gazetecilere de dayanışma çağrısı yapıyor. Boukani bunun yanı sıra şunları aktarıyor: “Siyasi sığınmacıyım ve hala gazetecilik mesleğimi burada sürdürüyorum… Günlük hayatımızı idame etmekte de zorlanıyoruz. Birleşmiş Milletler’den aldığımız maaşla çalışıyoruz. Başka yerde resmî olarak çalışamıyoruz…” O da diğer meslektaşları gibi basın kartı gibi prosedürel engellerin kaldırılması gerektiğini dile getiriyor.

0 yorum
0

Yorum Yapın