Anasayfa Editörün Seçtikleri Zihin Dopingi Fırtınası

Zihin Dopingi Fırtınası

, admin

İSMAİL KILIÇ – Mersin

Son zamanlarda pek çok insan hem iş hem de okul hayatında performansını arttırmak için “zihin açıcı!” olarak nitelendirilen “metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçlara başvurmaya başladı. Uzmanlar ise performans arttırmak amacıyla kullanımı yaygınlaşan ilacın yan etkilerine dikkati çekiyor.

Yalnızca uzman bir doktorun reçete etmesi ile alınabilen ve içerisinde “metilfenidat” etken maddesi barındıran ilaçlar, üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler başta olmak üzere, toplumun birçok kesimi tarafından “zihin açıcı” olduğu iddiasıyla yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Ancak bu ilaçlar doktor kontrolünün dışında kullanıldığında önemli yan etkilere sebep olabiliyor. 

“Zihnimin parladığını hissediyordum”

“Metilfenidat” etken maddesine sahip bir ilacı yaklaşık olarak üç ay kullandığını belirten Yunus, “İlacı aldığım zamanlarda zihnimin parladığını hissediyordum” dedi ve şöyle devam etti: 

Aslında düzenli olarak ders çalışabilen bir insanım. Ancak söz konusu ilacı kullandığım zamanlarda çalışma performansımın daha da arttığını fark ettim. İlacı aldığımda üzerinde çalıştığım konuya aşırı bir odaklanma hissediyordum. Bunun neticesinde de ne kadar odaklanıyorsam o kadar başarılı oluyordum. Ancak bir süre sonra ilacı almadığım zamanlarda normal çalışma performansımı dahi gösteremediğimi fark ettim. İki ayın sonunda ilaç olmadan herhangi bir şeye odaklanamaz hale gelmiştim.” 

“Metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçların kısa bir süre sonra kendisine zarar vermeye başladığını söyleyen Yunus, “İlacı almadığım günler inanılmaz bir baş ağrısı hissediyordum. Odaklanma sorunları yaşıyor, hiçbir şeyle ilgilenemiyordum. İlaca başlamamın ikinci ayında söz konusu ilaçlara karşı bir bağımlılık geliştirdiğimi anlamıştım. Bir ay boyunca bir bağımlı gibi bu ilaçları kullanmaya devam ettim. Ancak üç ayın sonunda profesyonel bir destek ile ilacı bırakabildim” dedi.

“Amacı dışında kullanılmamalıdır”

“Metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçların merkezi sinir sistemini uyardığını ve “dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu” (DEHB) tedavisinde kullanılması gerektiğini belirten Mersin Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Yazıcı, “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde aşırı hareketlilik, bir konuya yeterli süre konsantre olamama, dikkatin kolayca dağılması ve dürtüsel davranışlar gibi belirtiler görülür. Metilfenidat bu etkileri başta dopamin olmak üzere beyinde bulunan belirli kimyasal madde sistemlerinin işleyişinde değişiklikler yaratarak ortaya çıkarır. Bu hastalığa sahip olan birçok kişide metilfenidat ve benzeri uyarıcı ilaç tedavileri ile çok iyi sonuçlar alabiliyor ve bu hastalığa sahip çocuk ve erişkinlerin hayatında olumlu değişiklikler yaratabiliyoruz” dedi.

“Metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçların aşırı kullanımı durumunda önemli düzeyde bağımlılık yapabileceğini söyleyen Yazıcı, sözlerine şu şekilde devam etti: 

“Metilfenidat içeren ilaçlar sıkı şekilde denetime tabidir ve doktorlar tarafından kırmızı reçete ile yazılabilir, normal reçete ile satılamaz. Bunun nedeni önemli düzeyde bağımlılık, yanlış ve kötüye kullanım riski taşıyan ilaçlar olmalarıdır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan, ilaçlarını doktor kontrolünde kullanan hastalarımızın bu yazıyı okuyup telaşa kapılmasına hiç gerek yok. Bu tanıya sahip kişilerin beyinlerinde bazı doğal kimyasalların miktarlarında düşüklük olduğundan, metilfenidat ve benzeri uyarıcı ilaçlar bu kimyasalların normal düzeylere çıkmasını sağlayarak tedavi etkisi göstermektedir. Ancak bu tanıya sahip olmayan bir kişide bu kimyasal maddeler zaten normal düzeydedir. Bu kişiler uyarıcı ilaçları kullandığında beyindeki bazı kimyasallar normalin üstü düzeylere çıkarak tehlikeli sonuçlara yol açabilir.” 

“Metilfenidat içeren ilaçların birçok yan etkisi vardır”

“Metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçların birçok farklı yan etkisi bulunduğunun altını çizen Yazıcı, bu ilaçların mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini belirterek, “Tedavi amacı ile ilacı reçete etmeden önce, kişinin ilacı güvenle kullanıp kullanamayacağının belirlenmesi için yapılması gereken bazı tetkikler ve gözden geçirilmesi gereken tıbbi durumlar vardır. Kişide başka bir hastalık olup olmadığı, kullandığı başka ilaçlar varsa bunlarla bir etkileşim olup olmadığı, metilfenidat kullanmasına engel bir sağlık sorunu olup olmadığı mutlaka gözden geçirilmelidir” dedi. 

Yazıcı, “Metilfenidat” etken maddesine sahip ilaçların başlıca yan etkilerini ise şu şekilde sıraladı: 

“Kalp üzerinde olumsuz etkiler, nabız ve kan basıncı artışı, anksiyete ve panik hissi, aşırı uyarılmışlık hali, uykusuzluk, yerinde duramama, bilinç sislenmesi, baş dönmesi, baş ağrısı, halüsinasyon, mide-bağırsak sorunları.”

“Bağımlılık yaratabilir”

Söz konusu ilaçların gelişigüzel kullanım durumlarında bağımlılık yaratabileceğine dikkat çeken Yazıcı, “Söz konusu ilaçlar doktorun önerdiği doz ve sürelere uyulmadan veya yüksek dozlarda kullanıldığında bağımlılık yaratabilirler. Kontrolsüz kullanım kişinin beyninde bazı değişikliklere yol açarak, zamanla dikkati arttırma etkisini yitirir ve kişi artık bu madde olmadan normal işlev göremez hale gelebilir. Giderek daha yüksek doz ve daha kısa aralıkla madde kullanması gerekir. Bu da sonuçta ciddi tıbbi risklere yol açar. Ancak bu etkiler dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı alan ve ilaçlarını doktor kontrolünde kullanan kişilerde görülmez” dedi.

“Odaklanma sorunu yaşayan öğrenciler ne yapmalı?”

Odaklanma becerisi ve süresini etkileyen birçok farklı faktörün olduğunu belirten Yazıcı, “Yaş, uykusuzluk, yorgunluk, kaygı, stres, depresyon, bedensel hastalıklar, alkol-madde kullanımı gibi etkenler bunlar arasında sayılabilir. Bu nedenle öncelikle odaklanma ve dikkat sorununa yol açan altta yatan bir etken olup olmadığı gözden geçirilmelidir. Uyku süresinden çalarak çalışma süresini arttırmamak gerekir. Düzenli bir uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite beynimizin performansı açısından çok önemlidir” diyerek bu tür ilaçlara başvurmadan da odaklanmanın arttırılabileceğine dikkat çekti. 

Yazıcı odaklanma sorunu yaşayan öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

  • En iyi odaklanabildiğiniz ortamı belirleyin. Herkesin iyi çalışabildiği ortam farklıdır. Kimileri sessiz bir odada tek başına çalışmayı tercih eder, kimileri ise arka planda müzik olan ya da başka insanların da bulunduğu kütüphane gibi ortamları. Bazı kişiler de bir çalışma arkadaşı ile çalıştığında daha verimli çalışabilir.
  • Defter, test kitabı, kalem, kâğıt gibi çalışma materyallerinizi ve suyunuzu masanızda kolayca ulaşabileceğiniz uzaklıkta hazır bulundurun. Böylece gidip bir şey almak için çalışmaya ara vermeniz gerekmez.
  • Dikkat dağıtabilecek telefon, tablet gibi cihazları ortamda bulundurmayın. Bilgisayarda çalışıyorsanız tarayıcınızdaki gereksiz sekmeleri kapatın.
  • Yapılacaklar listesi hazırlayın. Çalışılacak konuyu daha küçük parçalar haline getirin ve çalışma hedefleri oluşturun. Örneğin, “Bugün kitabın 2. bölümünü bitireceğim” yerine “Bugün saat 14.00’e kadar 2. bölümün 1-4 altbölümlerini bitireceğim, sonra 1 saat ara vereceğim/arkadaşlarımla görüşeceğim” gibi.
  • Düzenli saatleri olan bir çalışma planı hazırlayın ve plana uyun. Günün hangi saatinde daha iyi çalışabildiğinizi anlamaya çalışın. 
  • Mola vererek çalışın. Tıpkı fiziksel efor sarfettiğimizde kaslarımızın yorulması gibi beynimiz de aralıksız olarak saatlerce aynı performansta çalışamaz. 30-45 dakika çalışma süreleri arasında, süresini kendi özelliklerinize göre belirleyeceğiniz 5-10 dakikalık aralar verin. Molalarda masa başından kalkın, dolaşın, germe hareketleri yapın.
0 yorum
4

Yorum Yapın