Anasayfa Editörün Seçtikleri Şiddetin dijital hali: Kontrol, kısıtlama, baskı

Şiddetin dijital hali: Kontrol, kısıtlama, baskı

, admin

ŞÜKRAN RENÇBER – Adana

Son dönemlerde sıkça duyulan dijital şiddet kavramı, evliliklerin bitmesine ya da kabus gibi yaşanmasına, insanların korku ve baskı altında yaşamalarına yol açabiliyor. 

(Dijital) şiddetle biten bir evliliğin öyküsü : “Bir gün mutlaka değişeceğini düşündüğüm için kendimi kandırmışım”. 

Şiddete uğradığı için evliliğini bitiren isimlerden biri 31 yaşındaki M. Önce tüm sosyal medya hesapları ve sohbet kanalı şifreleri eski eşi tarafından ele geçirilen, ardından psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddete uğrayan M. zorlu deneyimini güçlükle anlattı. Eski eşi ile tanıştığı dönemlerde sosyal medyayı aktif olarak kullanan M. “Nişan sürecinde kısıtlamaya başladı ,ben ise birbirimizi tanımaya çalıştığımızı zannediyordum. Sosyal medya hesabımın şifrelerini isteyince vermiştim ama ben isteyince kendi buna gerek olmadığını söyleyip vermemişti” diye anlattı yaşadıklarını. Sonraki süreçlerde nişanlısının, Instagram hesabından erkek arkadaşlarını ve kız arkadaşlarını çok yakın akrabaları olmadığı gerekçesiyle çıkardığını ve yalnızca en yakın olan kız arkadaşları ve onun yanı sıra akrabalarının kaldığını dile getirdi. Eski eşinin evlilik öncesi Instagram hesabında yer alan fotoğraf ve video gönderilerini ve Whatsapp’ta yer alan profil fotoğrafını kaldırmasını istediği için kaldırdığını ifade etti. 

Fotoğraf: Kısıtlama, aşağılama içeren mesaj

Tek başına olan herhangi bir fotoğraf paylaşamadığını çünkü nişanlısının tek başına çekilmiş fotoğraf paylaşmasını yasakladığını söyleyen M., “‘Benim dışımda kimse seni görsün istemiyorum’ derdi. Kadınların fotoğraf paylaşmasını doğru bulmadığını kendi annesi ve kız kardeşleri de hiçbir sosyal medyalarında kendilerine ait paylaşım yapmadıklarını çünkü izin vermediğini söylemişti. Buluşmalarımızda her defasında telefonumu kurcalardı. Rehberimde kimin ekli olacağına bile o karar verirdi. Dijital şiddetin ne olduğunu bilmiyordum yaşadıklarımın normal olduğunu sanıyordum. Çünkü etrafımda o kadar çok buna maruz kalan insan vardı ki…” şeklinde konuştu. 

O dönemlerde herhangi bir işte çalışmadığı için ekonomik olarak eski eşine bağımlı olduğuna değinen M., “Birçok konu yüzünden günlük olarak verdiği parayı  tartışma sonucunda vermezdi. Tabi bazı tartışmaların içerisinde sosyal medya yüzünden çıkan tartışmalar dahildi. Kendince istediğini yaptırma biçimi veya ceza verme biçimiydi denilebilir” sözleriyle aktardı deneyimini. Yaşananlar yüzünden duygusal olarak kötü hissettiğini ve artık birilerine anlatma gereği duyduğunu söyleyen M. “yaşadıklarımı bazen laf arasında arkadaşlarıma anlatınca toplumda buna maruz kalan tek kadın sen değilsin cevabını aldığımda hiçbir şey değişmeyeceğini yine bunlara maruz kalacağımı düşünüp yaşattıklarını göz ardı ettim. Ama şu anda bakınca o zamanlar aslında doğru kişilere anlatmamışım diyorum” dedi.

Evlendikten sonrada dijital şiddetin devam ettiğini, her geçen gün daha da ileriye gittiğini dile getiren M., şöyle devam etti:

“Gün içinde defalarca görüntülü arardı, mesaj atardı. Mesajlara ve aramalara geç bakamazdım. Çünkü sonrasında kavga ediyorduk.  Tabi ben o zamanlar, beni çok özlediği için bu kadar sık boğaz ediyor derdim. Ama yaptığı bu davranışların sonucunda artık bunalıma giriyordum. Çünkü telefonu açmayınca çirkin imalarda bulunmaya başlamıştı. Whatsapp hesabımda yaşadığım gariplikler nedeniyle(mesajlara benden önce bakılması, durumlara benden önce bakılması) tedirgin olmuştum. Birilerinin bağlı olabileceğini düşünüp bağlı cihazları kontrol ettiğimde eski eşimin hesabımı kendi bilgisayarına kopyaladığını gördüm. Yaşadığım şoku tahmin bile edemezsiniz. Bir açıklama beklediğimde, kontrol etmenin kötü bir şey olmadığını ve buna hakkı olduğunu söylemişti. Bunu güven problemi çok yaşadığından tekrar hayal kırıklığı yaşamak istemediğinden yaptığını söylemişti. Boşandık. Yaşadığım durumlar beni kötü etkilemeye başladı. Dayanılamaz boyuttaydı her şey benim için.  Uzman tarafından destek almaya başladım. Kendime saygımı zamanla yitirdiğimi fark ettim. Evliliği artık sürdürmek istemedim buna etki eden faktörlerden biri de uyguladığı dijital şiddetti. Boşandım ve benim için bu süreç yıpratıcı olsa da kurtuldum diyorum. Bana yaşattıklarını tabi o an fark edemiyordum. Seviyor, kıskanıyor diye geçiştiriyorsun. Sevmenin böyle şiddetli bir şey olduğunu zannettim. Sevgi böyle bir şey değilmiş sonradan da olsa anladım. Yeniden birine güvenip inanmak oldukça zor oldu. Ruhsal ve fiziksel yaraları hala taşıyorum”.

“Sosyal medyada beğendiğim gönderilere cevap vermekten korkuyorum”

Sosyal medyayı aktif kullananlardan biri olduğunu ve tanımadığı insanlar tarafından defalarca dijital şiddete maruz kaldığını dile getiren Sidal T. (19), sosyal medyada gönderileri beğenme veya yorum yapmaktan korktuğunu anlattı: 

“Oradan ulaşıp mesaj atıyorlar ve cevap vermeyince aramaya başlıyorlar. Engellememe rağmen farklı yerden ulaşıp tehdit içeren mesajlar atan oluyor. Örneğin eğer cevap vermezsen fotoğraflarını ve sosyal medyanı yayarım başına gelecekler senin suçun şeklinde mesajlar atılıyor. Cevap vermem için alakasız bir şey söylüyorlar. Hatta bazıları uygunsuz fotoğraflar atmıştı.” 

Fotoğraf: Sosyal medyada cevap verilmemesine rağmen mesaj atmaya devam eden kişi

“Bu kötü şeylere daha fazla maruz kalmaktan korkuyorum”

Yaşadığı olumsuz deneyimlerden birini anlatan Sidal, orta yaşlarda bir kadının yardıma ihtiyacı olduğunu içeren mesaj atması üzerine sohbet ettiğini, daha sonra konuşmanın boyutunun değiştiğini belirterek, “Cinsel içerikli mesajlar atmaya başladı. Çirkin şeyler söyleyince tamamen konuşmayı kesip hesabı engellemiştim. Buna benzer birçok örnek ile karşılaştım” diye konuştu. Sadece erkekler tarafından değil kadınlar tarafından da dijital şiddete maruz kaldığını anlatan T.(19), “ Bu kötü şeylere daha fazla maruz kalmaktan korkuyorum” dedi. 

“Dijital şiddet adı altında birçok şiddete maruz kalınabilir “

Nevşehir, Hacı Bektaş Veli  Üniversitesi Sağlık Hizmetleri  Meslek Yüksekokulu, çocuk bakımı ve gençlik hizmetleri bölümü öğretim görevlisi, Psikolog Veysel Şirvan Çetin, diğer isimleriyle sanal şiddet, siber zorbalık ya da dijital şiddet olan şiddet biçiminin; teknolojik iletişim cihazları kullanılarak tanıdık ya da tanımadık kişi tarafından uygulandığını aktardı. Çetin, verilerin çalınması, sosyal mecralarda paylaşılması, birisi tarafından sürekli takip edilme, özel hayatının veya mahrem görüntülerinin paylaşılması gibi diğer şiddet uygulanma şekillerine de değindi ve “Mağdur kendini baskı, tehdit altında hissetmektedir. Başka açıdan baktığımızda kişiye cinsel içerikli resimler, videolar, mesajlar yollama, cinselliğini aşağılama, taciz veya tecavüzle tehdit etme olaylarında aynı zamanda cinsel şiddete maruz kalındığını görmekteyiz” dedi.

Fotoğraf: Psikolog ve araştırma görevlisi Veysel Şirvan Çetin

“Güven duygusu tehlikeli boyutlarda sarsılmakta kişi kendini çaresiz hissetmektedir”

Dijital şiddetin her şeyden önce kişide korku yarattığını belirten Çetin, “kişi kendini yalnız hissetmekte, depresif bir ruh hali yaşayabilmektedir. Kişinin günlük yaşamı, sosyal hayatı zararı uğramakta, kişi kendini değersiz hissetmektedir. En temel duygularımızdan olan güven duygusu tehlikeli boyutlarda sarsılmakta kişi kendini çaresiz hissetmektedir” diye konuştu. Çetin, sosyal medya uygulamalarını kullanan gençlerin daha çok şiddete maruz kaldığını, özellikle instagram ve facebook uygulamalarının en çok şiddet uygulanan mecralar olarak karşımıza çıktığını söyledi. Kadınların erkeklere göre daha mağdur olduğunu vurgulayan Çetin, “özellikle cinsiyetleri ve dış görünüşleri üzerinden zorbalık yaşamaktalar. Erkeler ise siyasi tercihleri, nereli oldukları, hangi futbol takımını destekledikleri gibi konularda şiddete uğramaktalar” dedi.  Çetin, kişilerin daha çok tanıdıkları tarafından; özellikle sevgilileri, eşleri, akrabaları tarafından daha ziyade şiddete uğradıklarını söyledi.

Dijital şiddete maruz kalan kişilerin ne yapması gerektiği hakkında bilgi veren Çetin, “Yalnız olmadıklarını bilip durumu hemen adli makamlara ve güvenlik güçlerine bildirmeliler. Ülkemizde bu konuyla alakalı çok etkili kanunlar yürürlükte ve siber güvenlik birimi sürekli sanal devriyelerle kontroller yapmaktadır” diye açıkladı. 

0 yorum
0

Yorum Yapın