Anasayfa Editörün Seçtikleri İbadethane olarak tanınmayan cemevleri ekonomik krizin pençesinde

İbadethane olarak tanınmayan cemevleri ekonomik krizin pençesinde

, admin

ECE DENİZ – İstanbul

30 Temmuz’da Ankara’da, muharrem ayı içinde cemevlerine yapılan saldırılar ilk olarak buralardaki güvenlik sorunlarını gündeme getirdi. Bir de ekonomik sorunlar var. Yasal statüye sahip olmayan ve devlet tarafından ibadethane olarak kabul edilmeyen cemevleri, yıllardır ayakta kalma mücadelesi veriyor. Pandemi ve ardından gelen ekonomik krizle birlikte gelir-gider dengesini korumak, ibadethanelerin masraflarını karşılamak güçleşti. Bağışlarla ucu ucuna ay sonunu çıkarmaya çalışan cemevlerine gelir-gider dengelerini nasıl sağladıklarını, zamların neleri etkilediğini ve nasıl ayakta kaldıklarını sorduk. 

Cemevine Aylık 26 Bin Lira Elektrik Faturası

Göztepe Merdivenköy’de bulunan Şahkulu Sultan Dergâhı ve Cemevi Müdürü Nurettin Ertürk, Şahkulu Cemevi’ne son gelen elektrik faturasının yirmi altı bin lira olduğunu ifade ediyor. Resmi ibadethane statüsündeki camilerde ise aydınlatma gibi temel elektrik masrafı devlet tarafından ödeniyor. Cemevine gelen bir su faturası yok, çünkü dergâh ve bünyesindeki cemevi kuyu suyu kullanıyor. Yemeklerde kullanmak ve içmek için de içme suyu alındığını ifade eden Ertürk, cemevinin faturalarının artışı konusundaysa: “Bir evin veya kurumun faturaları kaç kat arttıysa bizim de masraflarımız o kadar arttı. Bize yapılan bağışlarla idare etmeye çalışıyoruz” diyor.

Belirsizliklerin hâkim olduğu ve hiç kimsenin bağış yapmadığı pandemi döneminde cemevinin kapalı kaldığına dikkat çeken Ertürk, o dönemde burada müdür olmadığını ve şartlar gereği bağış olmayınca cemevini açık tutmanın imkânsız olduğunu belirtiyor ve: “Bizim kurumlarınız hep tasarruf yapar, fazla bir harcama yapmayız zaten. Olabilecek en az giderle ayakta durmaya alışkınız” diyor. 

“Kuyu suyu kullanıyoruz”

Üsküdar’da yer alan Karacaahmet Sultan Cemevi ise Şahkulu Sultan Cemevi gibi bünyesinde bir dergâh ve türbe barındırıyor. Bu yüzden ziyaretçi sayıları yüksek. Karacaahmet Sultan Cemevi’nde hizmet veren dede Celal Çelik, dergâha gelen ziyaretçi sayısının ve onlardan gelen bağışların cemevi için büyük bir önem taşıdığını vurguluyor. Celal Çelik faturalar ve giderler konusunda net bir rakam vermese de “Ay sonunu ucu ucuna çıkarıyoruz”, diye ekliyor. Karacaahmet Cemevi’nin de Şahkulu Cemevi gibi kuyu suyu kullandığını ifade ediyor. Bu yüzden bir su gideri yok, tabii cemevine alınan içme suları haricinde. Cemevine her ay çay ve şeker bağışları geliyor. Bu nedenle gelen ziyaretçilere ve vatandaşlara büfede çay satmıyorlar. Çaylar ve yanında şekerler ikram olarak sunuluyor. Celal Çelik Karacaahmet Cemevi’nin de yine Şahkulu Sultan Cemevi gibi pandemi döneminde uzun bir süre kapalı kaldığını belirtiyor.

Yirmi çalışandan ikisinin maaşı Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanıyor

Celal Çelik, Büyükşehir Belediyesi’nin de az çok yardımda bulunduğunu ifade ederken, haber için görüştüğümüz gün içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden aşurelik gıda yardımı geldiğini ifade ediyor. Belediye Başkanı’nın elinden geldiğince cemevine uğradığını ve destek verdiğini belirtiyor. Karacaahmet Cemevi’nde semah hocası olarak çalışan genç ise milletvekilleri, parti başkanları vb. kişiler için “Siyasetçiler bizi sadece seçim zamanı hatırlıyor” diyor. Celal Çelik ise Büyükşehir  Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cemevlerine personel yardımı yaptığını, üç kişinin maaşını karşıladığını , şu an Karacahmet Cemevi’nde de bu şekilde belediyeden maaş alan iki kişi bulunduğunu ifade ediyor. Toplam 20 çalışanı olan cemevinin geri kalan çalışanlarının maaşları ise cemevine ait vakfa gelen gelirlerle karşılanıyor. 

“Lokma dağıtmak çok güçleşti”

Cemevine gelir sağlamak için su vb. yiyecek-içecek satan bir büfe ve küçük kitapçı dükkânı var. Cemevi dedesi Celal Çelik  şöyle diyor: “Bunlar cemevine çalışan yerler, buralardan gelen geliri cemevi için kullanıyoruz. Ama kitapçıda vergi levhası var, devlet iktisadi işletme diyor buna. Oysa oranın geliri de ibadethanenin masraflarına ve dergâha harcanıyor”.

Karacaahmet Cemevi’nde kitapçıyı işleten çalışanlar, burada kitapla birlikte hediyelik eşya da sattıklarını vurgularken ekonomik krize dikkat çekiyorlar: “Burada sattığımız hediyelik takıları geçen hafta 5 liraya alırken toptancıdan bu hafta 10 liraya alıyoruz. Zaten biz onu 10 liraya satıyoruz. Sadece bu da değil, örneğin cenaze sahibi bir yemek verecek ya da lokma yapılacak. Bulgura, ete her şeye, her hafta zam geliyor. Burada kurbanlar kesiliyor, onlara da zam geliyor günbegün. Cemevi de bunlara göre bir fiyat veriyor. Ekonomik kriz malum, insanlar ne kazanıyor ki ne bağış yapacaklar… Lokma dağıtmak, cemevinde yemek vermek artık çok güçleşti”.

Gider, gelirin iki katı

Kadıköy Pir Sultan Abdal Derneği öncülüğünde açılan Ataşehir İçerenköy Cemevi ise gelir-gider tablosunu cemevinin girişindeki panoya her ay düzenli asıyor. Haziran 2022 gider gelirlerinin görüldüğü tabloda yirmi dört bin lira gelir, buna karşılık elli dört bin lira gider gözüküyor. Giderlerin çoğunu cemevinde verilen yemek harcamaları oluşturuyor. Cemevi temmuz ayına daha hiç masraf yapmadan otuz bin lira borçla başlıyor. Değişen gelir dağılımları, mahallelerin sosyo-ekonomik durumu ve hızla gelişen ekonomik kriz, cemevlerine yapılan bağışları da etkiliyor. 

On sekiz mahallenin yer aldığı Maltepe’de tek bir cemevi bulunuyor. O da Gülsuyu Mahallesi’nde yer alan Maltepe Cemevi. Cemevi çalışanlarının beyanına göre orasının da ay sonunu çıkarması oldukça zor. Kimi zaman gelir gideri karşılıyor, kimi zaman ay sonunu çıkaramıyorlar. Cemevi yönetim görevlisi Naciye Hanım “Gelen bağışlarla ayakta duruyoruz” diyor ve cemevinde içinde beş ve on liraların bulunduğu bağış kutusunu gösteriyor. Naciye Hanım Karacaahmet Sultan Cemevi’nden farklı olarak belediyenin sadece bir çalışanın maaşını karşıladığını söylerken, yine belediyenin bu yıl aşurelik de göndermediğini ifade ediyor. 

“İbadethane olarak tanınmak istiyoruz”

Şahkulu Sultan Cemevi Müdürü Nurettin Ertürk devletten eşitlik bekliyor: “Bizim kurumlarımız da ibadethane olarak kabul edilsin, diğer kurumlara ne sağlanıyorsa bize de o sağlansın. Farklı bir şey istemiyoruz.” Karacaahmet Sultan Cemevi dedesi Celal Çelik ise bir an önce yasal statünün tanınması gerektiğini vurguluyor.

0 yorum
1

Yorum Yapın