Anasayfa Genel Afrika’ya tatlı dil ve baskı

Afrika’ya tatlı dil ve baskı

, admin

Yazının İngilizce orijinali ilk olarak 27 Temmuz 2023’te, https://euvsdisinfo.eu/sweet-talk-and-pressure-on-africa/ adresinde yayımlanmıştır.

Geçen hafta Moskova’nın Karadeniz Tahıl Girişimi’ni (KDTG) fiilen sonlandırma kararıyla ilgili olarak Kremlin’in yaptığı dezenformasyon ve manipülasyondaki yeni yükselişi ayrıntısıyla ele almıştık. İddialar arasında, Batılı ülkelerin tahılı yoksul ülkelerden uzaklaştırırken, anlaşmayı ticari kazanç sağlamak amacıyla kullanıp Rusya’ya şantaj yaptığı; Ukrayna ve Batılı ortaklarının Ukrayna’ya silah kaçırmak için sivil gemileri kullandığı ve bunun gibi bir takım saçma iddialar yer alıyordu.

Geçen haftadan bu yana durum, sadece karada değil (daha fazla füze/topçu saldırısı ve daha uzak mesafeye) denizde de (sivil gemilere dönük tehditler) kötüden daha kötüye doğru ilerledi. Bunun yanında Kremlin’in, gerçekleştirdiği eylemlerin sorumluluğunu başka tarafa atmaya çalışırken yalan söyleme konusunda seviyesini iyice düşürdüğünü de gördük.

Verilen güvencelerin aksine Moskova’nın Ukrayna tarımını imha etmek istediği, daha geçen ilkbahar aylarında belliydi. Elinde doğru askeri araçları olsaydı Rusya, Ukrayna ekonomisini ve Kiev tarafından kontrol edilen tüm Ukrayna’yı mahvetmek isterdi. Bombardıman ve füze saldırıları düzenlerken uyguladığı yöntemler, Kremlin’in ayrım gözetmeksizin sivilleri hedef aldığını, öldürdüğünü ve terörize ettiğini gösteriyor. Rusya’nın infosferinde, teşvik edilmese bile soykırım çağrılarına ve pervasızca yapılan nükleer silah kullanımı çağrılarına açıkça müsamaha gösteriliyor.

Bu hafta Rusya’nın Odessa’ya, kilit konumdaki tarım ihracat limanına ve Katedral de dâhil kent merkezine yönelik düzenlediği sistematik füze saldırıları, yine körü körüne imha arzusunu gözler önüne seriyor.  Akabinde Rusya, Romanya sınırındaki Reni kenti yakınlarında Tuna nehri üzerindeki nehir taşımacılığına ve nehir kıyısındaki tahıl ihracat güzergâhlarına da saldırdı. 

Fotoğraflar başka bir hikâye anlatırken kelimeler de başka bir yalanla geliyor

Kremlin’in inatçı, yalancı inkârlarının dikkat çekmesinin iki nedeni var: Öncelikle etkileyici bir bina ve Odessa’nın harikalarından biri olan Katedral binasına düzenlenen füze saldırısını hazmetmek, Ortodoks bir Rus için bile güç olabilir. Katedral ciddi bir hasar görmüş durumda ve BM Genel Sekreteri de saldırıları kuvvetli bir dille kınamış bulunuyor.  Putin’in sözcüsü Peskov yayımladığı yalanlamada şunları söyledi: ‘Bizim silahlı kuvvetlerimiz tapınak, kilise veya bunun gibi yapılar bir yana sosyal altyapı tesislerine asla saldırmaz.’ Doğruluktan uzak bu ifade yaranın üstüne tuz basarken, Rusya’nın bir buçuk yıldır Ukrayna çapında sürdürdüğü sistematik füze saldırılarından sonra kulakta özellikle uğursuz bir tını bırakıyor.

İkinci olarak Reni Tuna Nehri liman tesislerine yapılan saldırıdan sonra (tahıl silolarının imha edildiğini gösteren videolar hızla uluslararası medya kanallarında yayıldı), koyu bir Kremlin yanlısı olan Komsomolskaya Pravda gazetesi ve Kremlin yandaşı sesler, saldırının ardındaki ‘haklı’ sebebi bulmakta güçlük çektiler. Fotoğraflar gerçekleri açıkça gösteriyor: amaç, tahıl silolarını imha etmekti.  Ne var ki kısıtlanmış ve yanıltıcı ifadelere bakıldığında amaç, ‘Batının Ukrayna’ya yönelik silah tedarikini kısıtlamak’…

İnfosferin manipülasyonu

Önümüzdeki günlerde Rusya’nın St. Petersburg kentinde, bazı Afrika liderlerinin katılacağı bir zirve toplantısı yapılacak. Rus devleti bu zirveye yoğun bir destek veriyor. 24 Temmuz’da toplantının gündemine ait ayrıntıları gösteren, Putin imzalı bir makale yayımlandı. “Rusya ve Afrika: Barış, İlerleme ve Başarılı bir Gelecek için el ele” (Russia and Africa: Joining Efforts for Peace, Progress and a Successful Future) başlıklı makale İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Almanca, Portekizce ve Arapça yayın yapan kuruluşlarda inanılmaz bir hızla yayılırken Orta Doğu/Afrika ülkelerindeki yerel medyada kendisine yer buldu. Rusya’nın küresel sahnedeki önemini vurgulayacak bir şov olacak şekilde tasarlanmış gibi görünen zirveye Afrikalı liderlerin katılımını sağlamak amacıyla Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, son dönemde Afrika’ya pek çok ziyarette bulundu. Afrika liderleriyle bundan önceki ilk zirve 2019’da yapılmıştı. 2019’da verilen taahhütler yerine getirilmiş olmasa da, yeni çıktıların sayısı az da olsa, şimdi yeni bir toplantı ihtiyacı belirdi. Çünkü algı denen şey önemli. Gerçekleri görün.

Makale Afrika hakkında ama aslında her şey tahılla ilgili

Putin’in makalesi de aynı şekilde kayda değerdir. İletişim açısından, Putin’in 31 Mart’ta imzaladığı ‘Rusya Federasyonu Dış Politika Konsepti‘ belgesine benzer. Bu makaleler tek bir konuya odaklanan propaganda yazılarıdır. İçerikleri başlıklarını yansıtmaz, aksine aynı yanlış anlatıyı defalarca tekrarlar. Dış Politika konsepti tamamen Ukrayna’ya karşı savaşın meşrulaştırılmasıyla ilgili ve belgelerde Ukrayna’dan hiç bahsedilmemesi bile mesele değil. Putin, söyleminin gerçek özneleri hakkında konuşmamayı tercih ediyor. Navalny’nin adını hiç anmıyor,  Zelenskyy’ninkiyse nadiren.

Örneğin Afrika ile ilgili makalenin yaklaşık yarısı ‘Batı’dan ve sözde sömürgeci alışkanlıklarından şikayet ederken, Sovyetler Birliği’ni ve Ukrayna’yı denklemin dışında bırakarak elde ettiği büyük başarıyı yüceltiyor. Ardından makalenin asıl odak noktası geliyor: tahıl anlaşması. Makaleye göre Batı her bakımdan yanılıyor ve anlaşmadan çekilmesi Rusya’nın suçu değil.

Makale, karışık bir dizi seçme rakamı destekliyor ki bunlar:

yanlış. Yazı, BM Koordinasyon Merkezi’nin AB’ye ihraç edilen tahıl payı ile ilgili verilerini çarpıtmaktadır – karşı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

bariz gerçekleri göz ardı ediyor. Makale, Ukrayna’nın BM Dünya Gıda Programı ve WFP’nin en büyük tahıl tedarikçisi olduğu gerçeği konusunda sessiz kalıyor. Savaştan önce,  bir yılda Ukrayna 400 milyon insanı beslemeye yetecek kadar gıda üretiyordu. Buraya bakınız.

işine geldiği gibi kör. Çin açık ara farkla KDTG kapsamındaki en büyük alıcı ülkedir. BM verilerine buradan ulaşabilirsiniz.

düpedüz yalanları destekler. Haberde AB yaptırımlarının Rusya’nın gıda ihracatını engellediği iddia ediliyor. Oysa böyle bir yaptırım yok. Aksine, gıda ve ödeme planları için açık istisnalar mevcut. Yaptırımlarla ilgili açıklamamıza buradan ulaşabilirsiniz.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova Telegram üzerinden yaptığı bir paylaşımda, ‘en yoksul ülkeler’ ifadesinin (tahılın sadece %3’ünün gittiği iddia ediliyor) son derece şüpheli ve kısıtlayıcı bir yorumundan, düpedüz yalana (‘%97’si en zenginlere gidiyor’) geçiş yapıyor.

Çetevari üslup

Makalenin yarı tehditkâr bir bölümünde Putin “Afrika ülkelerinin sosyoekonomik kalkınması ve siyasi istikrarı için kesintisiz gıda tedarikinin önemini anladığını” iddia ediyor. Ayrıca Rusya’nın Ukrayna’nın ihracatının yerini alabileceğini iddia ediyor. Bu pasaj kulağa, diğerlerinden kurtularak pazara hakim olmak isteyen bir gangster çağrıştırıyor.

Putin’in gerçekte ne demek istediğine dair daha kapsamlı incelememize buradan ulaşabilirsiniz.

Makale Rusya’nın Afrika stratejisi için bir başlangıç noktası olabilir. Kremlin tarafından yönetilen bir düşünce kuruluşu olan Valdai Tartışma Kulübü, Putin’in makalesinin yayınlandığı gün bazı konuları özetleyen bir yazı yayınlayarak harekete geçmiş görünüyor.

Bu hafta dezenformasyon radarımıza takılan diğer konular:

Lukashenka, Polonya’nın Belarus’a saldıracağı konusunda uyardı

Belarus’un diktatörü yine Polonya ve diğerlerinin güçlerini Ukrayna’ya sokmaya ve Belarus’a saldırmaya hazırlandığını iddia etti. Derinlemesine analizimize ve karşı argümanımıza buradan ulaşabilirsiniz. Bu, Ukrayna’ya karşı devam eden acımasız savaşı gizlemek için tasarlanmış bir yalandır. Petersburg’da Putin’i ziyaret ederken, Lukashenka iddia edilen detayları Putin’e sundu ve rahat tavrına bakılırsa, çok fazla heyecanlanmış ya da ikna olmuş görünmüyordu.

İspanya Seçimlerine müdahale – korku yaymak

Kremlin yanlısı trollerin gözü sadece ABD’deki değil Avrupa’daki seçimlere de göz dikmiş durumda.  Wagner lideri Yevgeny Prigozhin uzun zaman önce bu kabiliyetle övünmüştü. Son İspanya genel seçimleri sırasında, bu kez Madrid Komünü’ne ait resmi bir web sitesini klonlama hilesine giriştiklerini gözlemledik. 22 Temmuz’da, seçim günü terör saldırısı riski konusunda uyarıda bulunan bir makale yayınlandı. Sahte ve yanlış bilgilerle dolu makalede, İspanya İçişleri Bakanlığı’nın 23 Temmuz seçim günü eski terörist grup ETA tarafından oy verme merkezlerine saldırı düzenlenebileceğine dair var olmayan bir bilgiye atıfta bulunulduğu iddia ediliyordu.

Dramatik bir metin ve fotoğraf içeren makalenin amacı, seçmenlerin sandığa gitmekten kaçınmasını sağlamaktı. Üçüncü taraf bilgilerine göre, alan adının URL’leri İspanya’da ikamet eden özel Rus Telegram kullanıcıları tarafından desteklendi. Alan adı 23 Temmuz öğleden sonra itibariyle artık erişilebilir değildi. Ayrıca, diğer Rus hacktivist gruplar da demokratik sürecin bütünlüğüne güvensizlik yaratmak amacıyla İspanya’daki resmi teknoloji altyapısına karşı hibrit saldırılar (DDos saldırıları ve diğer manipülasyonlar dahil) düzenledi.

0 yorum
0

Yorum Yapın