Anasayfa Editörün Seçtikleri Köy kadınları artık iş kadını

Köy kadınları artık iş kadını

, admin

HİLAL YILMAZ / Bursa

Saitabat, doğal güzellikleriyle bilinen bir köy. Köydeki şelale, köyün en önemli doğal güzelliklerinden biri. Bu da köyün çok fazla turist çekmesini sağlıyor. Ancak köyün en önemli özelliği sadece doğal güzellikleri ve şelalesi değil. 

Köyün kadınlarının 2002 yılında 9 kadın üyeyle kurduğu “Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği”, Türkiye’nin ilk köy kadınları derneği. Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği, kadın iş gücü ve emeğiyle kendi kültürlerini yaşatmak için uğraşıyor. Derneğin kuruluş amacı, dernek tarafından “köydeki kadınların kendilerine olan özgüvenlerini arttırmak, kadınların kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak, kadınlara istihdam yaratarak aile bütçesine katkıda bulunmak, başta kadınlar olmak üzere okuyan gençlere istihdam sağlamak, köyden kente göçü azaltmak, yardıma muhtaç insanlara yardım etmek, kültürlerine sahip çıkarak onları yaşatmak, günümüzde önemini yitiren ve git gide bireyselleşen çalışmaları köylerdeki imece usulü çalışmalara dönüştürerek dernek çatısı altında tekrar canlandırmak” olarak belirlenmiş.

Dernek başkanı Sermin Cakalıoğlu derneğin kuruluş hikâyesini şöyle anlattı: “Derneğimizin kuruluş fikri 2001 yılında Bursa’nın Cumalıkızık Köyü’ne götürdüğüm misafirlerimle o köyü gezerken ortaya çıktı. Cumalıkızık’ta yapılan bu çeşitli etkinlikleri ve kadınların çalışmalarını görünce bizim köyümüzde de neden bu tarz çalışmalar yapılmasın diye düşündüm. Fakat Cumalıkızık’ta bir şey dikkatimi çekmişti. Herkes bireysel ticaret yapıyordu, oysa bizim kültürümüzde imece usulü iş yapılırdı; birbirine yardım edilir, paylaşılırdı.” Cakalıoğlu, aynı zamanda, köyde kadınların tarım ve hayvancılık haricinde herhangi bir geçim kaynağı ya da sosyalleşme alanı olmadığından köyde bir kadın dayanışma derneği kurulmasına karar verildiğini dile getirdi.

Öncelikle, derneği kurmak için köyün girişinde, şelalenin yanındaki muhtarlığa ait boş arazinin derneğe verildiği hatırlatılırken, derneğin onayı beklenirken, ilk etkinliğin 6 Mayıs’ta Hıdrellez Şenlikleri ile başladığı anlatıldı. Daha sonra bu Hıdrellez Şenlikleri, geleneksel hale gelmiş. 

İlk yıllarda, kadınların aile bütçesine katkıda bulunabilmesi ve köydeki kadınların kendilerine olan özgüvenlerini kazanabilmeleri için reçel, tarhana, salça, erişte ve köyün geleneksel yemeği silor yapıp satmaya ve böylece dernek için gelir elde etmeye başladılar. Bu satışlar, başlangıçta sadece yaz sezonunda stantlar aracılığıyla yapılabildi. 

2007 yılına kadar tüm üyeler gönüllü olarak çalıştı ve kazanılan tüm gelir derneğin tesislerinin yapımında kullanıldı. 2007 yılında, toplanan paralarla otantik köy evi olarak tasarlanan dernek lokali, gözleme evi ve kahvaltı içeren bir işletme olarak açıldı. 

Bu restoran işletmesinin açılmasıyla birlikte daha fazla kişi için iş imkânı oluştu. Ayrıca tatillerde gençlerin burada çalışmasıyla, öğrencilere burs imkânı sağlandı. Böylece dernek, kendi kendini çeviren bir komün haline gelmiş oldu. 

Dernekle ilgili tüm bu gelişmeler, diğer köy kadınlarına da örnek oluşturup Bursa’da 22 köy derneği daha açılmasına vesile oldu. 2014 yılında bu dernekler birleşerek Bursa Üreten Kadın Dernekleri Federasyonu’nu kurdu. Bu federasyon, Bursa’nın popüler bir semtinde bir restoran açtı, ancak pandemi dönemindeki ekonomik zorluklar nedeniyle bu restoran kapandı.

Dernek sekreteri Kemal Bey’e göre, bu restoranın kapanmasının sebebi diğer köydeki insanların bu işe sadece maddi açından bakmış olması. Ona göre, sadece maddi beklentilerle girilen böyle bir işin uzun süreli yürümesi mümkün değil. Köydeki çoğu kişinin birbiriyle akraba olduğuna ve herkesin birbirini tanıdığına da dikkat çeken Kemal Bey, bu sebeple birlikte çalışmanın daha kolay hale geldiğini ve maddi beklentininse ikinci plana düştüğünü anlattı. Aslında dernekte çoğunlukla kadınlar çalışıyor. Ancak serviste kullanılan sinileri kadınların taşıması daha zor olduğu için erkekler de kadınlara yardım ediyor. 

Aynı zamanda üniversitede okuyan 21 yaşındaki Asuman, 3 senedir Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği’nde çalıştığını anlatarak neden burada çalışmayı tercih ettiğini şöyle dile getirdi: “Burada çalışan çoğu kişi kadın olduğu için daha iyi iletişim kuruyoruz, birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Burada sadece köy kadınları çalışıyor. Kendi yaptığını satıyor herkes. Hepimiz ortağız.”

Restorandan kazanılan para, yine dernek, restoran ve burslar için kullanılıyor. Restoranda çalışan kadınların geliri çok da yüksek değil. Ancak burada çalışan tüm kadınlar “Burası bizim kendi yerimiz” diyor. Herkes derneği büyük bir içtenlikle sahiplenmiş durumda. Diğer derneklerin devam edemeyip yalnızca kendi derneklerinin bu kadar güçlü bir şekilde ayakta kalabilmelerini de buna bağlıyorlar. 

Dernek üyesi kadınların gönüllü çalışmadaki en büyük motivasyonları ise heyecan ve mücadele duygusu. Evde oturmak yerine kendilerine bir uğraş buldukları için, birlikte oldukları için çok mutlular. 

Dernek ilk kurulurken kadınların bu işi becerebileceğine inanmayan köy sakinleri ise artık ikna olmuş durumda. Uzun yıllardır dernekte çalışan Hatice Hanım, “Bize inanmayanların hepsi şimdi burada.” diyor. 

Fatma Akdoğan ise 72 yaşında ve 21 yıldır dernekte çalışmaya devam ediyor. Derneğin en eskisi. İlk olarak köyün daha yukarısında küçük bir yerde başladıklarını ve daha sonra buraya taşınıp para kazanınca ikinci katı da yaptıklarını anlatan Akdoğan, “Başta bize dikenli, taşlı bir yer verdiler. Kimse bunu yapabileceğimize inanmadı. ‘Yapamazsınız’ diyen çok oldu ama biz kimseye aldırmadık. Beraberce çalışarak derneğimizi buralara getirdik. El ele vererek yapılamaz denileni başardık.” dedi. 

Saitabat kadınları, birlikte mücadele etmenin önemini gösteren en somut örneklerden biri olabilir. Kaderine razı olmak, olumsuz eleştirilerden olumsuz etkilenmek yerine kendi bildiklerini okuyan kadınlar onlar… Bu kararlı duruşlarıyla diğer kadınlara da örnek oluyorlar.

0 yorum
4

Yorum Yapın