FATMA BOZ – Tekirdağ
Özelde Tekirdağ ve Kırklareli illeri olmak üzere Trakya Bölgesi’nde kanser vakaları her geçen gün artmaya devam ediyor.
Hazırlanmayan raporlar ve açıklanmayan vakalar olsada gerçekten kaçmak mümkün değil.
Kanser vakalarının artması ve yıllık Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli illerine özel raporların hazırlanmadığını ve hazırlanan raporların açıklanmadığını söyleyen çevreciler konuşulmayan kanser vakalarını hatırlatıyor.
Özellikle Tekirdağ ve Kırklareli illerinde oluşan çarpık sanayileşme ile kirletilen çevre, kanser vakalarını tetikliyor. Ergene Nehri’nin kirliliği alarm verirken çözüm bulunmayan kanser vakaları artmaya devam ediyor.
Kırklareli’de 2011-2018 yılları arasında görülen kanser vakalarına ilişkin olarak yayımlanan rapora göre, Trakya insanının yüzde 90’nın kanser riski altında olduğu belirtilmiştir. Kanser riskinin en büyük sebeplerinden biri olarak gösterilen hava kirliliği, Kırklareli ilinde 365 günün 176’sında hava kirliliği değerleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değerlerini aştı.
Yayınlanmayan raporlar, gizlenen vaka sayıları, Trakyada artan kanser vakalarına çözüm bulunmuyor.
Çarpık sanayileşmenin yoğun olduğu bu illerde beraberinde getirdiği çevre sorunlarının en büyüğü hava ve çevre kirliliğidir.
Her geçen gün yeni bir sanayi fabrikası açılan Çorlu’da artan organize sanayi bölgelerinde olan fabrikaların doğru ve yeterli denetlemeye tabi tutulmadığı için çevreyi ve havayı kirlettiği kanser vakalarının artmasına sebep olur mu? sorusuna yayımlanan raporlar ile cevap verelim.
Filtreli olmayan fabrikalar şehrin hava temizliğine zarar verirken kanser vakalarının en büyük artışına sebep oluyor.
Tekirdağ’da, 1990’lı yıllarda hız kazanmaya başlayan hava kirliliği, 2000’li yıllarda ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ocak 2022 tarihli Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikler Değerlendirme Raporu “2022 yılı illerin birinci öncelikli çevre sorunlarında” Tekirdağ hava kirliliğinde yer alırken Kırklareli ilinin birinci öncelikli sorununun su kirliliği olduğunu bildirdi.
Sanayi fabrikaların doğaya bıraktığı ağır tahribat hava ve her türlü canlının tükettiği temiz suyu kirletmeye kadar gidiyor.
Hava kirliliği beraberinde getirdiği ölümleri Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerinde de görebiliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin dünya genelinde her dakika 13 insanın ölümüne yol açtığını vurgulamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ülkemizde hava kirliliğine bağlı ölümlere yol açan hastalıklarda ilk beş sırada kalp-damar hastalıkları, kronik solunum hastalıkları, kanser türleri, diyabet ve kronik böbrek yetmezliği, solunum yolu enfeksiyonları ve tüberküloz yer almaktadır. Hava kirliliği aynı zamanda anne ve yenidoğan ölümlerine de neden olabilmektedir.
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP)’nun hazırladığı “Kara Rapor 2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışması ile yayınlanan raporda; “Türkiye’de 2021 yılında hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısının en az 42.067 (kırk iki bin altmış yedi) olduğu tahmin edilirken verilere göre; Türkiye’de meydana gelen 30 yaş üstü kazalar hariç ölümler içerisinde, hava kirliliğine atfedilen ölüm sayısı 2017 yılında 51 bin 794, 2018 yılında 45 bin 398, 2019 yılında 31 bin 476 kişi olduğu açıklandı.
Kanser vakalarının en çok görüldüğü illerden biri olan Kırklareli 2017 TUİK raporlarına göre iyi ve kötü huylu tümör ölümlerinde, iller sıralamasında 1.sırada yer almaktadır. Türkiye ortalaması yüzde 19.6 iken Kırklareli ortalaması yüzde 23.31 olduğu açıklandı.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından son olarak 2017 yılında yayınlanan ‘Türkiye Kanser İstatistikleri’ başlıklı çalışmada ‘Kanser ülkemizde ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Küresel olarak yaklaşık her 6 ölümden biri, ülkemizde ise her 5 ölümden biri kanser nedeniyledir. 2017 yılında ülkemizde toplam 180 bin 288 kişinin kansere yakalandığı tahmin edildiği belirtilmektedir. Öte yandan raporda, ‘Türkiye kanser insidansı, dünya insidansının bir miktar üzerinde seyretmektedir’ denilmektedir.
Sağlık Bakanlığı, 2011-2016 yılları arasında “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” başlığıyla bir araştırma yapmıştır. Proje 2017 yılında tamamlanmasına rağmen sonuçları hala açıklanmadı.
Her yıl Trakya bölgesi genelinde bir araştırma yapılıp yayımlanması gerektiğini söyleyen Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Yasemin Ertaş, “Yayımlanmayan çok fazla veri var ama onlara ulaşamıyoruz. Kendimiz bilimsel bir çalışma yapmak isteyince önümüze çok fazla prosedür çıkıyor.” diyerek şunları ekledi:
“Yayınlanmayan çok fazla veri var açık sayısal veriler ile konuşmak çok mümkün değil. Daha önce açıklanmış veriler, araştırmalar üzerine konuşabiliyoruz. Yeni veriler elimizde yok bu konuşmada da birçok araştırma yapan raporlar hazırlayan Osman İnci’nin araştırmaları üzerine konuşacağım.”
Kanser vakalarının konuşulmadığını söyleyen Ertaş, “Kırklareli Koruköy ilçesinde tarafında erkek nüfusu kadın nüfusuna göre daha az olduğunu biliyoruz nedeni ise erkeklerin büyük bir çoğunluğu akciğer kanseri sebebiyle ölmüşler. Ölüm raporlarına ulaşılamıyor. Akciğer kanser vakalarında ölüm nedenine çoklu organ yetmezliği yazıldığı için verilere ulaşmak zorlaşıyor.” şöyle devam etti:
“Meteorolojinin ölçüm sistemi her ilde olduğu halde Trakya da yok. Bilimsel verilere dayandırılarak bizler yapmak istemiştik ama verilere hiçbir türlü ulaşılamıyor. Her yıl özel olarak trakya için kanser vakaları ile ilgili rapor hazırlanmadığı için verilere ulaşılamıyor.”
Kanser vakaları hava ve su kirliliği sebep olduğunu söyleyen Ertaş:
“Erkeklerde en çok kanser vakaları Prostat kanseri, Mesane kanseri ve buna bağlı tümörler görülüyor yine en sık görülen kanser türü Akciğer kanseridir. Kadınlarda en fazla meme kanseri, erkeklerde prostat kanseri görülüyor. Akciğer kanserinin her iki cinsiyette de çok sık görüldüğü kanser vakası olduğunu yine açıklanan raporlarda görüyoruz.” diyen Ertaş şunlara değindi:
“Bu tip hastaların tırnak dokularından alınan örneklerde kadmiyum ve kurşun oranı normal insanların dört kat fazla olduğu araştırmalarda ortaya çıktı. Bunların en önemli nedenlerinden birinin ergene havzasının su kirliliği olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber tarımsal zirai ilaçlarının kullanımının artması toprakta yetişen besinlerden aldığımız ve soluduğumuz havadan kimyasal oranının yüksek olması bunların yanında vücudumuz için zararlı olan kurşun, kadmiyum, kalay gibi zararlı maddelerin sanayi fabrikalarının çevreyi kirletmesi ile insan vücuduna doğrudan veya dolaylı yoldan zarar vermesi.”
Tarım topraklarına bırakılan kimyasal maddelerin besinler ile insanlara ulaşması hakkında konuşan Ertaş şöyle konuştu:
“Kırklareli fabrika bölgesinin yanı sıra maden ocakları ile çevrili bir alan altın madenciliğinde büyük zararları oluyor toprağa. Maden ocaklarının dinamit ile yapılan patlatmalar sebebiyle çıkan zararlı tozlar, maden ocakları altın aramalarında kullanılan Arsin kullanımı bunlar toprak yapısı tarafından emilen zararlı kimyasallardır. Ergene Nehri yakınında yaşayan böbrek, mesane ve prostat kanserli olguların ağır metallere uzun süre maruz kaldıklarını göstermektedir. Bölge yaşayanlar genellikle kendi tarımsal ürünlerini tüketmektedir. Bitkilerde, sebze ve tahıllarda standart değerlerin üstünde bulunan ağır metallerin insan sağlığını etkiliyor. Ergene Nehri dördüncü sınıf sudur. Bölgede üretilen yapraklı, yumrulu sebzelerde ve tahıllarda standart değer üstü ağır metal birikimi saptanmıştır. Nehrin tarımsal sulamada kullanılması ile ağır metaller su, toprak, bitki ve ürün-besin yoluyla insana ulaşmaktadır.”